Logo
Beklentilerin Bozulduğu Bir Yılın Analizi: İktisat İzleme Raporu 2022

Beklentilerin Bozulduğu Bir Yılın Analizi: İktisat İzleme Raporu 2022

Kategori: İKAM Tarih: 22 Mart 2023

Beklentilerin Bozulduğu Bir Yılın Analizi: İktisat İzleme Raporu 2022

Salgın döneminde uygulanan para ve maliye politikalarının etkilerinin devam ettiği bir yıl olan 2022 yılında beklentiler büyük oranda bozuldu. İLKE Vakfı’nın 2020’de başlattığı Alan İzleme Raporları projesi kapsamında yayımlanan raporda 2022 yılının analizi yapıldı. Yayımlanan İktisat İzleme Raporu 2022’de, büyüme, enflasyon, tarım, dış ticaret, işgücü, genç işsizlik, konut fiyatları,  para politikası gibi birçok başlık değerlendiriliyor. 


İlk kez 2020 yılında yayımlanan Alan İzleme Raporları; ekonomi, toplum, eğitim, hukuk ve sivil toplum olmak üzere temelde beş alanı kapsıyor. Yıllık olarak yayımlanan bu raporlarda veri temelli ve kapsayıcı bir yaklaşım benimseniyor. İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi’nin (İKAM) hazırladığı raporda Türkiye ekonomisinin makroekonomik görünümü sunuluyor.

Rapordan Öne Çıkanlar

Türkiye ekonomisi açısından meydan okumalar devam ediyor

Jeopolitik riskler, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası  ve Amerikan Merkez Bankası’nın faiz kararları, göç yönetiminin iyi kurgulanamaması, Covid-19 krizi ve kısıtlayıcı önlemler, petrol fiyatlarında ve döviz kurlarında yaşanan değişimler, Süveyş Kanalı’nın geçici bir süre kapanması, lojistik ve tedarik sürecinde yaşanan kesintiler, çip krizi, komşu ülkelerde yaşanan olumsuz gelişmeler, Rusya-Ukrayna Krizi Türkiye ekonomisinin toparlanma sürecini olumsuz etkileyen gelişmeler arasında sayılabilir.

Türkiye yenilenebilir enerjide söz sahibi bir konumda olabilir

Türkiye, enerji verimliliği açısından; rüzgâr enerjisinde İngiltere’den sonra ikinci, güneş enerjisinde ise İspanya’dan sonra ikinci sıradadır. Ancak rüzgâr ve güneş enerjisi toplam verimlilikte birincidir. Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, sahip olduğu rüzgâr nehri ve verimli güneş ışınım değerleri, Türkiye’yi yenilenebilir enerji pazarında söz sahibi yapmalıdır. Ayrıca yeşil dönüşüm, Türkiye’nin cari açıkla mücadelesinde de önemli bir güç olacaktır. Bu noktada, yasal düzenlemeler, mevzuat ve regülasyonların oluşumu, birincil adım olmalıdır. Üretim maliyetlerinin düşmesi için fon ve teşvikler üretilmesi, ilk aşamada zorunlu görünmektedir.

Katılım bankaları büyümeye devam ediyor

2022 yılında katılım bankaları bir önceki yıla göre birçok kalemde büyüme kaydetti. 2022 Kasım ayı itibariyle katılım bankaları 2021 yılındaki 682 milyar TL’lik aktif büyüklüğünü 1.162 milyar TL’ye çıkartarak bankacılık sektöründe yüzde 8,42 paya ulaştı. Katılım bankaları 2021 yılında sektördeki payını yüzde 10,57’ye çıkardı. 2022 yılında ise sektördeki birçok kalemden aldığı payı bu zamana kadarki en yüksek seviyeye ulaştırdı.

Türkiye’nin enerji ihtiyacı artıyor

Türkiye, geçtiğimiz 20 yılda, OECD ülkeleri arasında enerji talebinin en hızlı arttığı ülke oldu. Bu dönemde, elektrik ve doğalgaz talep artışında Çin’den sonra dünyada ikinci sıraya yerleşti. Enerji talebi ve tüketiminin artmaya devam etmesi beklenen Türkiye, enerji ihtiyacının yüzde 76'dan fazlasını yurt dışından ithal ediyor ve enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü ithal fosil yakıtlardan karşılıyor. Bu durum Türkiye’nin cari açık ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden oluyor.

Sanayi üretimi büyümeye devam ediyor

Toplam sanayi ve imalat sanayinde üretim değerlerinin 2010 yılından 2022 yılına kadar aşamalı olarak artarak son 12 yılda sırasıyla yüzde 101,2 ve yüzde 109,9 oranlarında büyüdüğü görülüyor. Her iki ana sektör 2018-2020 yılları arasındaki duraklama hariç, diğer yıllarda ve özellikle 2021 yılında GSYH’nin (yüzde 11,4) üzerinde hızlı bir büyüme (sırasıyla yüzde 17,2 ve yüzde 18,5) sergiledi. Ancak son üç çeyrek verilerine göre 2022 yılında sanayide yüzde 5,4, imalat sanayinde ve GSYH’de yüzde 6,2 ile daha düşük oranlı bir büyüme eğilimine girdi.


Enflasyon beklentilerin üstünde seyrediyor

2017’den itibaren çift haneli seyreden enflasyon rakamları, 2022 yılında hızlıca artarak yüzde 85,51’e kadar yükseldi. Böylece son 20 yılın enflasyon rekoru kırıldı. En yüksek artışların konut, gıda ve alkolsüz içecek alt gruplarında görülmesi enflasyonun yoksul kesim tarafından daha fazla hissedilmesine yol açtı. Yİ-ÜFE rakamları da 2022 ekim ayında yüzde 157’lik zirveden sonra 2022 yılını yüzde 97,72 ile tamamladı.

Kira fiyatları artıyor

Enflasyon ve küresel emtia fiyatlarının artışına bağlı olarak gelişen konut fiyatlarındaki yükseliş 2022 yılı boyunca sürdü. Konut fiyatlarındaki artış tüm dünyada genel fiyat düzeyinin üzerinde bir seyir gösterirken Türkiye 2022 yılında konut fiyatlarının en hızlı arttığı ülke oldu.



OKU VE İNDİR

+90 216 532 63 70 | [email protected]

İlgili İçerikler

Tüketici Boykotuna Karşı Pazarlama Stratejilerindeki Değişim: İsrail'i Destekleyen Markalar Örneği

Tüketici açısından boykot, bireysel satın alma tercihleri aracılığıyla ahlaki, vicdani veya politik bir duruş sergileme fırsatı sunmaktadır. Tüketici boykotları ile, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’e destek açıklamaları yapan markalar kısa sürede hedef hâline gelmişlerdir. Boykotlar neticesinde firmalar yalnızca maddi kayıplarla değil, aynı zamanda ciddi bir itibar zedelenmesiyle de karşı karşıya kalmışlardır. Bu sebeple firmalar boykot çağrılarına karşılık kriz yönetimi stratejileri geliştirmeye ve uzun vadeli itibar yönetimi planlamaları yapmaya başlamışlardır. Bu politika notunun amacı, firmaların boykotun olumsuz etkilerini hafifletmek için izledikleri stratejileri incelemektir. Çalışmanın bulgularına göre, boykotun hedefindeki markaların yerelleşme stratejisiyle kendilerini boykot edilen ülkenin milli kimliğinin bir parçası gibi gösterdiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte ilişkisiz olumlu çağrışım çabalarıyla odağı Filistin meselesinden uzaklaştırarak marka imajlarını güçlendirmeye çalıştığı ortaya konulmuştur.Prof. Dr. Ömer Torlak, Prof. Dr. Muhammet Ali Tiltay ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Enes Tepe’nin kaleme aldığı çalışmada, söz konusu stratejiler, firmaların vicdani ve ilkesel tavırlar göstermekten uzak, tüketici algısını manipüle edici, ahlaki sorumluluğa aykırı ve salt kendi itibarlarını koruma çabası olarak değerlendirilmektedir. Bu politika notu, söz konusu stratejilere yönelik, manipülatif pazarlama stratejilerine karşı medya okuryazarlığının artırılması, farkındalık kampanyalarının yürütülmesi, tüketici bilincini artıracak STK'ların kurulması, tüketici aktivizminin eğitimlerle desteklenmesi, boykot olmayan markaların ve firmaların listelerinin periyodik olarak güncellenmesi ve firmaların şeffaflık politikalarının zorunlu hale getirilmesi gibi dikkat çekici öneriler sunmaktadır. 

28 Ekim 2025

13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, Vakıf Katılım ana sponsorluğunda ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD), Anadolu Ajansı (AA), Türkiye Katılım Sigorta, Hamad bin Khalifa University, İktisat Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi’nin değerli katkıları ve işbirlikleriyle 28 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir.Geçtiğimiz yıllarda yalnızca akademik sunumların yapıldığı İslam İktisadı Atölyesi, 2024 yılı itibariyla İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi olarak devam etmektedir. Bu yıl 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi yine araştırmacılar, akademisyenler, kamu ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirerek, İslam İktisadı ve Katılım Finans ile ilgili güncel çalışmaların paylaşılmasını ve tartışılmasını hedeflemektedir.Program öğlene kadar aynı salonda icra edilecek, öğleden sonra ise genel salon ve akademik salon olmak üzere iki ayrı oturum olarak devam edecektir. Genel salonda sektörün öncü kuruluşlarının, finans sektörü içerisindeki mevcut durumlarını açıklayıcı sunumlar gerçekleştirilecektir. Önceki atölyelerde yer alan bildiri sunumu oturumları ise bu yıl akademik salonda icra edilecektir.Akademi ve sektör oturumlarıyla gerçekleşecek olan İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, hem akademisyenlerin hem de sektörün önde gelen isimlerinin İslam iktisadı ve finansı konularını ve mevcut durumlarını derinlemesine tartışılabileceği uzun soluklu oturumların gerçekleşmesine imkân sunacaktır. Böylece akademi ve sektör arasındaki işbirliklerini destekleyici ve uyumu artırıcı fırsatların ortaya çıkması amaçlanmaktadır.Ayrıca İslam İktisadı Ödülleri 2025 de 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesinde sahiplerini bulacaktır.Kayıt için:

13. İslam İktisadı Zirvesi Akademi ve Sektörü Buluşturdu!

İLKE Vakfı’na bağlı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi 28 Ekim 2025 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de gerçekleştirildi. Zirvenin açılış konuşmalarında, İslam İktisadı Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Melih Turan, İslam iktisadı çalışmalarının hızla geliştiğini ancak sistematik sorunların hala devam ettiğini vurguladı. Ayrıca zekâtın kurumsallaşmasının altını çizdi. İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner ise “Türkiye, finansal katılımda bir merkez olma yolunda ilerliyor, amacımız emeğe değer veren, yapısal sorunlara kalıcı çözümler sunan bir sistem inşa etmek” dedi. Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır Türkiye’nin, İslami finansın merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu ve bu yüzden başlıca sosyal finans alanları olmak üzere kapsayıcı bir mevzuata ihtiyaç olduğunu vurguladı. T.C. Merkez Bankası Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Melikşah Utku ise İslam ekonomisinde değerin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir boyuta sahip olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, “İstanbul Finans Merkezi’nin uzun vadeli hedefi, Türkiye’yi uluslararası ölçekte bir finans merkezi haline getirmektir.” dedi.Açılış konuşmalarının ardından iki farklı salonda paralel oturumlar halinde gerçekleştirilen panellerle akademi ve sektörün farklı açılardan ele aldığı konular üzerinde derinlemesine tartışmalar gerçekleştirildi.Gerçekleştirilen panellere akademiden ve sektörden katılan birbirinden değerli konuşmacılar, İslam iktisadı alandaki potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için gerekli olan bilgileri, stratejileri ve uygulama alanlarındaki tecrübeleri paylaştı.İslam İktisadı Ödülleri Sahiplerini BulduZirvede, İslam iktisadı alanında yürütülen çalışmalar ödüllendirildi. İslam İktisadı Tez Ödülü  “Budgetary Impacts of Zakat Potential and Tax Reforms in Türkiye: An Islamic Economics Perspective” başlıklı  teziyle Dr. Safa Yıldıran’a verildi. Çalışma, modern devletlerin artan sosyal, ekonomik ve politik sorumlulukları karşısında kamu gelirlerinin sürdürülebilirliğini İslami iktisat perspektifinden incelemektedir. İslam İktisadı Uygulama Ödülü Finans Genç Projesi ile ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’ne verildi. Ödülün layık görüldüğü proje, gençlerin İslami finans üzerine çalışarak bu alanda bilinç kazanmalarını ve uluslararası piyasalara uyumlu İslami finans ürünü ortaya koyacak isimlerin yetiştirilmesini hedefliyor. Entegrasyon odaklı yaklaşım benimseyen bu proje, klasik İslam finansı ile çağdaş finansal teknoloji (fintech) öğelerini birleştirmeye çalışıyor. İslam İktisadı Araştırma Ödülü sosyal bilimler alanında çok önemli ve rağbet edilen bir dergi olan Religion dergisinde yayınladığı “Maqāsid al-Sharī ‘a in Islamic Finance: A Critical Analysis of Modern Discourses” başlıklı makalesiyle Doç. Dr. Necmeddin Güney’e verildi. Söz konusu çalışma, makasıda dair literatürdeki niteliği çalışma boşluğunu doldurarak literatüre özgün bir katkıda bulunmaktadır. İslam İktisadı Katkı Ödülü ise Prof. Dr. Hamdi Döndüren’e verildi. Ödül sahibi, Türkiye’de İslam hukuku (fıkıh / şer’î hukuk) ile İslam iktisadı / finansı alanları arasında köprü kuran, bu iki disiplinin kesişim noktalarında özgün katkılar sunan ve İslam İktisadı ve Finansı alanında uzun yıllardır öne çıkan kilit isimlerden biridir.Zirvede Katılım Finans Öne ÇıktıZirve boyunca düzenlenen panellerde, katılım finans sektörü farklı açılardan incelendi. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın,” Varlık eşitsizliği, gelir eşitsizliğinden farklıdır ve ekonomik ile toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açarak büyümeyi olumsuz etkiler.” dedi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri İsmail Vural, Katılım finansın önümüzdeki dönemdeki en büyük ihtiyacının; engelleri aşarak bütüncül bir ekosistem inşa etmek olduğunun altını çizdi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Çınar ise, “İslami finansın gelişimi için en önemli adım, sistemin işleyişini doğru anlatmak ve farkındalık oluşturmaktır.” dedi.Sebelas Maret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tastaftiyan Risfandy, faiz temelli finansal sistemlerin, yüksek gelirli ve düşük gelirli bireyler arasındaki ekonomik uçurumu derinleştirdiğini vurguladı. Hamad Bin Khalifa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan İslam iktisadının yalnızca Müslümanlara özgü konularla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ekonomik meseleleri de kapsaması gerektiğinin altını çizdi. Guidance Capital’den Dr. Mohamad Hammour ise “Bu zorlu dönemde, ihtiyaç yalnızca Müslümanlara özgü değil; tüm insanlık için İslam İktisadı’na yöneliktir.” dedi.