ANALİZ YAZILARI
Mehmet Bülent Deniz
Avukat
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile hukukumuzda yerini alan tüketici yargısının Hakem Heyeti ve Tüketici Mahkemesi olmak üzere iki unsuru vardır. 4077 sayılı yasa, 07.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kaldırılmış ve yeni tüketici yasasında, Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Mahkemesinin varlığı devam ettirilmiştir.
4077 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği ilk yıllarda Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla tüketici davalarına baktığı aşama geride kalmış, Ağır Ceza çevreleri içinde Tüketici Mahkemeleri kurulmuştur.
Yasal düzenleme gereği, kural olarak; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” Bu bağlamda, uyuşmazlığın miktarına göre, öncelikle Tüketici Hakem Heyetine başvurunun zorunlu olduğu ve uyuşmazlık konusunda verilen karara karşı itiraz mercii olarak karar veren Tüketici Mahkemesi, aynı zamanda uyuşmazlık miktarına göre doğrudan karar vermektedir.
Tüketici yargısında uygunluğu çokça tartışmalı olan bir gelişme de 22.07.2020 tarihinde yasa değişikliği ile yaşanmış ve Tüketici Mahkemesi önüne götürülecek uyuşmazlıklar için öncelikle arabuluculuğa başvurulması, dava koşulu olarak getirilmiştir.
Tüketicinin hak arama sürecinin temel ilkesi, bu sürecin hızlı ve ucuz olmasıdır. Bu ilke gereği, Tüketici Mahkemesinde dava açan tüketici yargı harçlarından ayrık olarak, sadece gider avansı ödemesi ile yargılamayı başlatabilmektedir. Bu uygulama, tüketici yargısının ucuz olması ilkesini yaşama geçirmekte iken, tüketici yargısının hızlı olması ilkesi henüz sağlanabilmiş değildir.
2013-2021 yıllarına ilişkin verilere göre; tüketici hukukuna ilişkin bir davanın ortalama görülme süresi 2013 yılında 227 iken, bu sayı 2020 yılı için 448’e çıkmış bulunmaktadır. Bir sonraki yıl bu sayının yüzde 75,6 oranında keskin bir düşüş göstererek 343’e inmiş olması dikkate değerdir.
Bu keskin düşüşün nedenleri arasında, tüketici hakları alanındaki kamu otoritesi olan Ticaret Bakanlığı tarafından 2019-2021 yılları arasında ulusal çapta yürütülen Tüketici Hakem Heyetlerinin işleyişine ilişkin projenin etkisi bulunmaktadır. Bu proje kapsamında, Tüketici Hakem Heyetlerinin işleyişine ilişkin sorunlar tespit edilmiş, sorunlara ilişkin çözümlemeler üretilerek, yaşama geçirilmiştir.
Bu kapsamda, Tüketici Mahkemesi önüne giden işlerin önemli bir grubunu oluşturan Tüketici Hakem Heyeti kararına itiraz davalarının açılmasını gerektiren usul eksikliklerinin, ilk aşamada giderilmesinin sağlanmaya başlandığı görülmektedir. Ancak tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin davaların görülme süresindeki düşüşün, eğilim niteliği kazanıp kazanmadığını görmek için sonraki dönemler bakımından da bu verini izlenmesi gerekmektedir.
Açılan tüketici davaları, 2016-2020 yılları döneminde düşme eğilimi göstermektedir. Ülke nüfusunun artışı, ekonomi mimarisinin teknolojideki gelişmelere paralel olarak değişimi, mal ve hizmetlerin çeşitliliği, pazarlama yöntemleri, satış kanallarının farklılaşması ve dolayısıyla bu sürecin tüketici hak ihlâllerinde oluşturduğu yeni durumlar nedeniyle yargıya intikal eden tüketici uyuşmazlıklarının sayısında artış yerine, düşüş eğilimi göstermiş olması dikkate değer bir gelişmedir.
Bu dikkat çekici gelişme, tüketici yargısının başka bir ayağı olan Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan başvuru sayıları ile ayrıca teyit edilmektedir. Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre, Tüketici Hakem Heyetlerine; 2018 yılında 562.049, 2020 yılında 594.270, 2021 yılında 538.090 başvuru yapılmıştır (Ticaret Bakanlığı, 2022).
Tüketici yargısında, zorunlu arabuluculuk uygulamasının bu düşüşte etkili olduğu öne sürülse de bu uygulamanın 2020 yılından itibaren uygulanmaya başlamış olması, bu savı geçersiz duruma getirmektedir.
Tarihsel süreç içinde, tüketicinin tüketici hakları konusundaki duyarlılığının artmış olduğu bilinmektedir. Bu durum, tüketicinin yargı öncesi veya Tüketici Hakem Heyeti aşamasında, uyuşmazlığın çözümlenmesine ilişkin ısrarlı takibi sonucunu doğurmaktadır. Öte yandan ekonomide gelişen rekabet ortamı da satıcı ve sağlayıcı tarafında tüketici hak ihlallerine karşı duyarlılığı sağlamıştır. Dolayısıyla satıcı ve sağlayıcıların, uyuşmazlığın yargıya intikal etmeden çözümlenmesinde olumlu yaklaşım içinde oldukları gözlemlenmektedir. Bu iki unsurun, kısmi de olsa, tüketici davalarının sayısındaki azalmada etkili olduğu değerlendirilmelidir.
Ancak tüketici davalarındaki düşüşün ana etkeninin bu kısmi düşünün ana etkenin ne olduğu konusunda akla gelen tezlerden biri, 2018 yılında yaşanan ani kur atağı, ardından yaşanan salgın ve 2021 yılında küresel ekonomide yaşanan olumsuzlukların ülke ekonomisini de etkilemesi nedeniyle tüketicinin zorunlu harcamaları dışında, tüketim eğiliminin azalmış olması, sözü edilen dönemde enflasyondaki yükseliş nedeniyle tüketicinin yakınma listesinin başına hayat pahalılığı olgusunun geçmiş olmasıdır.
Yine basit yargılama usulüne tabi tüketici yargıdaki davaların görülme süresinin uzunluğunun, tüketici için dava açmama tercihinde etkili olma olasılığı da dikkate değer bir tezdir. Önümüzdeki dönemlerde, tüketici uyuşmazlıklarının sayısındaki eğilim, ülke ekonomisinde yaşanacak olumlu/olumsuz gelişmelere paralel olarak seyredecektir.
Yaşanan yüksek enflasyonun kontrol altına alınması, ekonomide büyümenin istikrarlı duruma gelmesi, üretim yanında tüketimin de büyümeden pay almaya başlaması veya mevcut payını arttırması durumunda tüketici uyuşmazlıklarının artış göstermesi beklenmelidir.
Ancak uyuşmazlık sayısındaki artıştan çok çözümlenmesi gereken temel sorun, tüketici davalarının görülme süresinin düşürülmesidir. İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda olduğu gibi, zayıf konumdaki dava tarafı olan tüketicinin lehine olan usul hukuku düzenlemelerinin uygulamaya da yansıması sağlanmalıdır.
Tüketici Mahkemeleri Dosya Sayısının Görünümü, (2014 – 2021)
Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler
Tüketici Mahkemelerinde Ortalama Görülme Süresi ve Çıkan Dosyaların Gelen Dosyalara Oranı (Gün, %, 2014-2021)
Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler
Tüketici Mahkemelerinde Dava Türüne Göre Açılan Dosya Sayısı (2021)
Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler
Tüketici Mahkemeleri Dava Türü Karar Oranları, (%, 2021)
Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler