PAYDAŞ GÖRÜŞÜ
Özel Öğretim Kurslarının Kapatılması Çare mi Sorun mu?
İlayda Ardakoç
Millî Eğitim Bakanlığı aldığı bir kararla özel öğretim kursu olarak faaliyet yürüten kurumların 2019-2020 eğitim öğretim dönemi sonu itibarıyla kapanacağını kamuoyuna yaptığı bilgilendirmelerle duyurmuştur. Bu duyurunun akabinde, kurumlara gönderilen resmî yazılarla sürecin nasıl ilerleyeceğine dair detaylı bir bilgilendirme yapmamış, detayları daha sonra paylaşacağını belirtmiştir.
Özel öğretim kurslarının kapatılmasına götüren süreçte, mevcut durumun bir fotoğrafının çekilmesi sağlıklı olacaktır. Meseleyi sadece özel öğretim kursları olarak değil “sınava hazırlama merkezleri” üst başlığı ile ele aldığımızda (eski adıyla dershane) ortada şöyle bir fotoğraf olduğu görülmektedir:
Sınava hazırlama merkezleri, resmî isim olarak farklılık gösterse de aslında sınava hazırlama ihtiyacı karşılayan kurumlar olarak:
• Özel Öğretim Kursları,
• Kişisel Gelişim Kursları,
• Dil Kursları,
• KPSS Kursları,
• Eğitim Danışmanlık Merkezleri,
• Özel Ders Ofisleri,
• Diğer (kayıt dışı) olarak 6 grupta toplanmaktadır.
Mevcut mevzuat itibarıyla her yönüyle resmî ve tam olarak sınava hazırlama merkezi açmak ve işletmek mümkün değildir. Bu açıdan her kurum, Millî Eğitim Bakanlığı’ndan a, b, c ve d seçeneklerindeki bir tanesi ile ilgili izin ve ruhsat almakta fakat içerisini istediği ve piyasa ihtiyaçlarına göre doldurmaktadır. Bu yönüyle bu ilk dört kurum türüne “çeyrek merdiven altı” demek de yanlış olmayacaktır. Yukarıda gruplandırmada e ve f seçeneğine giren kurumlar ise sadece belediyeden iş yeri açma ruhsatı alıp hiçbir şekilde Millî Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve kontrolü altına girmeden sınava hazırlama hizmetleri verdiği için “yarı merdiven altı” olarak da adlandırılabilir. Son seçenekteki işletmeler ise hiçbir resmî dayanağı olmayan “tamamen merdiven altı” kurumlar olarak faaliyet yürütmektedir. Bakanlığın sadece özel öğretim kurslarını kapatmaya dönük aldığı karar, özel öğretim kursu ruhsatı ile iş yapan kurumları etkilemiş olacaksa da tedbir almak ve çözüm üretmek son derece kolay görülmektedir.
Özel öğretim kurslarının kapanması ile ilgili alınan karardaki amaç; eski dershane sisteminin ve sınava hazırlık merkezlerinin tamamen ortadan kaldırılması ise bu, realiteyle pek örtüşmemektedir. Ülkede gerek üniversite sınavlarının gerek liseye giriş sınavlarının bir “yarış” hâlinden çıkarılması ancak “okullar arası nitelik farkının ortadan kaldırılması” ile mümkündür. Başka bir deyişle “sınava olan ihtiyaç var oldukça” bu kurumlar, resmî veya gayriresmî var olmaya devam edecektir. Ülkemizin gerçekleri göz önüne alındığında, sınavın ve yarışmanın olmadığı bir zemin oluşturmak da hem kolay hem de gerçekçi görünmüyor.