20 Ocak 2020

Öğretmenlik Meslek Kanununun Gecikmesinin Kısa Dönemli Maliyetleri Üzerine




Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un hazırladığı ve 23 Ekim 2018’de Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla tanıtımı yapılan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinin vaadlerinden biri de Öğretmenlik Meslek Kanununun (ÖMK) hazırlanması idi. Tanıtım programındaki konuşmasında Cumhurbaşkanının vurgulu bir biçimde dile getirdiği ve Bakanın da geride bıraktığımız bir yılı aşkın süre boyunca birkaç kez gündeme getirdiği ÖMK henüz çıkmadı.


Bakan’ın beyanına göre bir kanun taslağı hazırlandı ve Cumhurbaşkanına sunuldu. Ancak henüz Cumhurbaşkanlığından ya da Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulundan bu konuda bir açıklama yapılmadı.

Geride bıraktığımız süre içinde biri TEDMEM, diğeri de Eğitim Bir Sen olmak üzere iki ayrı STK tarafından ÖMK taslağı hazırlandı ve kamuoyu ile paylaşıldı. Bu taslaklar kamuoyu ile paylaşıldığı için içerikleri hakkında bir fikrimiz var, ancak MEB’in hazırlayıp Cumhurbaşkanlığına sunduğu taslak metni ya da içerik hakkında da bir açıklama henüz paylaşılmadı.


Diğer taraftan bu hafta sonu (18 Ocak 2020 Cumartesi) gerçekleştirilen CHP Eğitim Çalıştayının açılış konuşmasında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da ÖMK’nın bir an evvel çıkarılması gerektiğini söyledi.

ÖMK’nın neden güçlü bir biçimde gündeme alınmadığı ve sürecin işletilmediğine dair bazı duyumlarımız olsa da net bir bilgi sahibi değiliz. Ancak bu kanunun gecikmesinin maliyetleri olduğunu açıkça gözlemliyoruz. Gecikme maliyetlerini kısa ve orta/uzun dönemli olmak üzere iki aşamalı olarak değerlendirmeye çalışacağım. Bu yazıda kısa vadeli maliyetler üzerinde duracağım. 





Motivasyon maliyeti: ÖMK’nın gecikmesinin kısa dönemli en önemli maliyetinin öğretmenler ve okul yöneticileri başta olmak üzere eğitim kamuoyunun motivasyonunu üzerindeki olumsuz etkisidir. Ziya Selçuk’un bakan olarak görevlendirilmesiyle oluşan güçlü motivasyon 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinin ilanı ve bu kapsamda Cumhurbaşkanının Vizyon Belgesini sahiplenmesi eğitim camiasında oldukça güçlü bir heyecan kaynağı oldu. Geçen süre içerisinde, neredeyse en önemli gelişme olarak kabul edilen ÖMK’nın ertelendiği ya ihmal edildiği izlenimi 2023 Eğitim Vizyonu hedeflerinin uygulayıcısı olan öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, ara kademe yöneticilerin ve velilerin inançlarını zedelemeye başladı. Bu motivasyonsuzluk yeni bakanın ve onun açıkladığı vizyon belgesinin inandırıcılığı ve güvenirliği hakkında şüpheler oluşmasına dolayısıyla da büyük heyecanlarla açıklanan politikaların uygulanmasında isteksizliğe sebep olmaya başladı. Politikanın, yönetimin ve bunların bir uzantısı olarak bürokrasinin etkililiğinin temel unsurlarından birinin güvenirlik olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu kaybın ne düzeyde büyük bir maliyet olduğunu anlaşılacaktır.


Zaman Maliyeti: ÖMK, Türk eğitim sisteminin bütün yapılarını ilgilendiren bir kapsama sahiptir. ÖMK’nın mali, hukuki ve yönetsel diğer mevzuatla ilişkili boyutları bulunmaktadır. Ve elbette Türkiye’deki siyaset anlayışının, bürokrasinin ve MEB’in teamülleri ile ilişkili olarak bir zihniyet dönüşümünü gerektirmektedir. Bu denli kapsamlı bir değişikliğin en kısa vadede 3-5 yıl, taşların yerli yerine oturması için de 10 yıla yakın bir istikrar ve takip süreci olması gerektiği söylenebilir. Böyle kritik bir konuda 5 yıllık seçim dönemleri esas alındığında her geçen gün, böyle bir kapsamlı kanunu çıkarmak ve yürürlüğe koymak ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak karmaşayı yönetmek bakımından kritik önemdedir. Ancak kanun bu seçim döneminin ikinci yılında da henüz gündeme girmemiş görünmektedir. Zaman hızla daralmaktadır.


Organizasyon maliyeti: ÖMK, esasen 2023 Vizyon Belgesi’nin birçok temel hedefinin yapısal engellerini çözmeyi sağlayacak bir düzenleme olacaktır. Bu düzenlemelerin başında sayılabilecek örnek, pedagojik formasyon konusudur. Okul yöneticiliğinin meslekleşmesi, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin kariyer basamakları, iş zorluğu çerçevesinde özlük haklarının düzenlenmesi, mesleki yetkinlik ve mesleki gelişme süreçlerinin yapılandırılması, teftiş ve denetim sisteminin düzene girmesi, beceri ve tasarım atölyeleri, ortaöğretim reformu ve daha birçok hedefin yasal düzenleme olmadan hayata geçirilmesi ya mümkün değildir ya da hayata geçirilse bile kadük kalacaktır. Nitekim bu boşlukta, üniversitelerin pedagojik formasyon konusundaki farklılaşan yaklaşımları ve uygulamaları örnek olarak incelenmelidir. Bu boşluk, 2023 Vizyon Belgesi’nin bir iyi niyet bildirgesi olmaktan öteye geçememesi gibi bir maliyete yol açmaktadır.


Katılım maliyeti: ÖMK‘nın, devlet personel rejimi, maliye, bütçe ve denetim, yükseköğretim, bilim ve kalkınma gibi boyutları göz önünde bulundurulduğunda kapsamlı bir hazırlık gerektirdiği açıktır. Bu hazırlığın sağlıklı bir biçimde, ne alelacele ne de uzatarak sulandırmadan yürütülmesi bakımından en az 6 ay ile bir yıl arasında bir zamana ihtiyaç vardır. Türkiye’deki siyasi atmosfer göz önünde bulundurulduğunda CHP’nin de destek verdiği bir kanun düzenlemesi için hemen harekete geçilmelidir. Aksi takdirde sürecin ertelenmesiyle, hele seçim sathı mailine girilmesi durumunda böyle önemli bir kanunun katılım bakımından kadük kalma riski bulunmaktadır.


Sistem maliyeti: Son olarak ÖMK, başkanlık sisteminin yeniden şekillendirmeye çalıştığı politika ve yönetim tarzının uygulamadaki iyi örneklerinden biri olma şansını taşımaktadır. ÖMK’nın, sistemin bütün unsurlarını göz önünde bulundurarak Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, MEB ve YÖK ile entegre yeni bir sistemin oluşturulması, yasal ve yapısal düzenlemelerin sistem yaklaşımı içinde, bütünün aynı amaca hizmet eden farklı bileşenleri olarak etkili verimli çalışmalarını sağlayacak dönüşüm ve işlevsellikte düzenlenmesinin geciktirilmesi başka bir maliyetle karşı karşıya kalmamıza sebep olabilir: Sistemin unsurları Başkanlık rejiminin gelmesiyle oluşan boşlukta kendi teamüllerini oluşturarak sonradan tamir ve tadili zor bir yapının doğmasına sebep olabilir. Nitekim, MEB, YOK ve Politika Kurulu arasındaki iletişim ve diyalog konusunda medyada çıkan haberler ve kamuoyuna yansıyan hususlar böyle bir boşluk riskinin baş gösterdiği kanaati oluşturmaktadır.




ÖMK, gerek ilgilendirdiği meslek mensuplarının sayısı, gerekse siyasi, mali, yönetsel ve kitlesel etkisi bakımından oldukça geniş spektrumlu bir meseledir. Bu gerçeklik göz önüne alındığında yukarıda sayılan kısa dönemli maliyetlerinin etkisi de o denli büyük olmaktadır.

Gelecek analizde ÖMK’nın orta/uzun dönemli maliyetlerini değerlendirelim.

ÜYE KURULUŞLARIMIZ

ARAŞTIRMA MERKEZLERİMİZ