ÖĞRETMENLİĞİN DÖNÜŞÜMÜ

Öğretmenlik Mesleğinde Kariyer ve Öğretmenlik Tabanlı Uzmanlıklar

Yasemin Oğuz Çoşkun

Uzman Okul Müdürü, Millî Eğitim Bakanlığı

Giriş

Eğitim-öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini kapsayan öğretmenlik mesleği “uzmanlık, uzmanlaşma, profesyonelleşme” anlamına gelen ihtisas kavramı ile ifade ediliyor ve öğretmenlik bir ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor (1739 Milli Eğitim Temel Kanunu). Bu tanıma dayalı olarak öğretmen yetiştiren programlardan mezuniyetin kişilere mesleğin gerektirdiği uzmanlığı kazandırdığını söylemek mümkün. 


Öğretmenlik mesleğinin yeterlikleri, kariyer olgusu bakımından da irdelenmelidir. İlgili literatür ve mevcut mevzuat incelendiğinde öğretmenlik mesleğinde “kariyer” olgusunun üç boyutta ele alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Bu boyutlardan ilki mesleki gelişim aşamaları bağlamında öğretmenlikte kariyer evreleri, ikincisi ilgili mevzuata dayalı öğretmenlik kariyer basamakları, üçüncüsü ise ikinci görev, görevde yükselme ya da görev değişikliği olarak ifade edilebilecek olan öğretmenlik kariyer adımları.


Öğretmenlik mesleği, eğitim sistemi içerisindeki birçok uzmanlığın temeli olarak kabul edilmekte, bu uzmanlıklara başvuru için öğretmenlik ön koşul olmakta. Bunda öğretmenlerin hizmet öncesi ve hizmet içinde aldıkları eğitimlerle eğitim öğretim süreçlerine hâkim oldukları varsayımı etkili oluyor. Söz konusu uzmanlıkların genellikle eğitim öğretim süreçlerinde yetkin olmayı gerektirmesi öğretmenleri bu kadrolar için öncelikli tercih haline getiriyor. Oysa Türkiye’de öğretmenlik temelli uzmanlıkların öğretmenler için bir kariyer basamağı olup olmadığı ve bu uzmanlıkların gerektirdiği yeterlilikler ile öğretmen yeterliliklerinin ne ölçüde örtüştükleri yeteri kadar üzerinde durulmuş konular değildir.


Öğretmenlik Mesleğinin Gerektirdiği Yeterlikler

Dinamik eğitim sistemi öğretmen yeterliliklerinin sürekli olarak gözden geçirilmesini ve bu yeterliliklerin günün beklentilerine göre güncellenmesini zorunlu kılıyor. Nitekim ülkelerin eğitim sistemlerinin öncelikli hareket noktalarından birini öğretmen yeterlilikleri oluşturuyor. Uluslararası literatürde “öğretmen standartları”, “çağdaş öğretmen profili”, “öğretmenlik mesleği ölçütleri”, “öğretmen eğitimi”, “çağdaş öğretmen profili”, “öğretmenlik mesleği standartları” gibi farklı adlarla ifade edilen (Ayan ve Budak, 2012, s.) öğretmen yeterlilikleri ile ilgili standart geliştirme çalışmaları 1970’lerde İngiltere ve ABD’de başlarken 2000’li yıllarda Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere diğer dünya ülkelerinin de gündemi olmaya başladı. Burada temel amaç öğretmen yeterlilikleri ile ilgili temel standartları belirlemektir (MEB 2017, s. 6).


Türkiye’de bu çalışmaların resmî başlangıcı 1999 yılında MEB ve üniversite temsilcilerinden oluşan Öğretmen Yeterlilikleri Komisyonu’nca hazırlanan Öğretmen Yeterlilikler Belgesi oldu. Yurtdışı örnekleri, YÖK/Dünya Bankası Millî Eğitimi Geliştirme Projesi gibi proje ve araştırma sonuçlarından yararlanılarak hazırlanan belge, 2002 yılında yürürlüğe girdi. Belgede öğretmen yeterlilikleri Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan yeterlilikler esas alınarak üç başlık altında düzenlendi (MEB, 2017, s. 6). 2002 yılında uygulanmaya başlayan Temel Eğitime Destek Projesi, öğretmen yeterlilikleri ile ilgili bir sonraki adımdır. Proje bileşenlerinden birini öğretmen eğitimi oluşturuyor. Çok katılımlı çalıştaylar sonucunda altı ana yeterlilik ve otuz bir alt yeterlilikten oluşan öğretmen yeterlilikleri 2006 yılında yayımlandı. 2008 yılında bu yeterliliklere Türkçe, İngilizce, görsel sanatlar gibi ilköğretim özel alan yeterlilikleri, 2011 yılında da coğrafya, felsefe gibi ortaöğretim özel alan yeterlilikleri eklendi. 2015 yılında ise Avrupa Yeterlilikler çerçevesinde hazırlanan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi yürürlüğe girdi (MEB, 2017, s. 7).


Eğitim sistemindeki değişmeler öğretmen yeterliliklerini de belli aralıklarla güncellemeyi gerektiriyor. Bu güncelleme çalışmalarından biri 2017 yılında yapıldı. Üç yeterlilik alanı, on bir alt yeterlilik ve alt yeterliliklerle ilgili altmış beş göstergeden oluşan öğretmenlik mesleği yeterlilik alanları tabloda verilmiştir.



Öğretmenlik Mesleği Yeterlik Alanları

Kaynak: Millî Eğitim Bakanlığı, 2017


Öğretmenlik yeterlilik alanlarının zamanın gereklerine göre düzenlenmesinin ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından öğretmen adaylarında aranacak niteliklerin (genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon) sıralandığı 1739 sayılı Temel Kanunu’nun 45. maddesi 3.2.2022 tarihinde yürürlükten kaldırıldı. Halihazırda 2017 yılında yapılan çalışma geçerliliğini koruyor. Öğretmen yeterlik çalışmalarının en önemli taraflarından biri YÖK olmuş, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarının programlarının bu yeterlikler doğrultusunda revize edilmesi beklendi.


Öğretmenlik Mesleği ve Kariyer

Kariyer, bireyin yaşam boyu işi ile ilgili edindiği tecrübeler; peş peşe gelen pozisyonları, adım adım ve sürekli olarak ilerlemesi, deneyim ve beceri kazanması; iş yaşamındaki tüm yaptıkları, mesleki gelişme ve ilerlemeler gibi çeşitli şekillerde ifade ediliyor. Genel bir tanımla kariyer “kişisel ve örgütsel hedeflerle doğrudan bağlantılı, kişinin hayatı boyunca yaşayacağı kısmen kontrol altında tutacağı iş tecrübesi ve aktivitesiyle bağlantılı bir süreçtir (Tüz, 2003, s. 170). 


Bu çalışmada öğretmenlik mesleğinde “kariyer” olgusu mesleki gelişim aşamaları bağlamında öğretmenlikte kariyer evreleri, ilgili mevzuata dayalı öğretmenlik kariyer basamakları ve ikinci görev, görevde yükselme ya da kadro değişikliği olarak ifade edilebilecek öğretmenlik kariyer adımları olmak üzere üç boyutta ele alındı.


Mesleki Gelişim Aşamaları Bağlamında Öğretmenlik Kariyer Evreleri

Belli bir zaman diliminde bir kere seçilen ve devam edilen unsur olarak kabul eden geleneksel yaklaşımın aksine kariyeri değişik zaman dilimlerinde çeşitli evrelerden oluşan bir olgu olarak gören kariyer evreleri teorisi yaklaşımı günümüzde daha çok benimsenen kariyer yaklaşımıdır. Sınırsız kariyer olarak ifade edilen günümüz kariyer evreleri yaklaşımı birçok yönü ile geleneksel yaklaşımdan ayrılmakla birlikte en belirgin farklılıklarından birini kariyerin tekrarlanan gelişim döngüleri olduğunun, başka bir ifade ile geleneksel kariyerde ileri sürüldüğü gibi sadece bir kez değil, birden fazla kez bu evrelere girilebileceği tezi oluşturuyor (Çakmak, 2011, s. 70).


Öğretmenlik Mesleğinde Kariyer Boyutları


Bireyin yaşam evreleri ile paralel geliştiği düşünülen ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilen kariyer evreleri araştırmacılar tarafından kişinin yaşı, örgütteki görev süresi, pozisyonda ya da meslekte geçirdiği süre gibi farklı ölçütlere göre bölümlere ayrılıyor. Araştırmalarda esas alınan ölçütler farklılaştığı gibi kariyer evrelerinin aşamaları da farklılık gösteriyor. Doğumdan itibaren tüm yaşamı kariyer evreleri olarak sıralayan ve bu süreci on evreye kadar bölümlendiren araştırmacılar (Levinson, 1978) olduğu gibi üç evre halinde bölümlendiren araştırmacılar da mevcuttur (Morrow ve McElroy, 1987). Kariyer gelişimi ile ilgili farklı yaklaşımlar olmakla birlikte yaşın ve kariyer aşamalarının sınıflamada iki temel kriter olarak benimsendiğini söylemek mümkündür (Ballı ve Ay, 2019, ss. 35-39).

Bütün çalışanlar açısından işe başlama ve belli bir süre sonunda da inişe geçme aşamaları olan ve yaşam evreleri ile birlikte şekillenen kariyer evrelerini Tuncer (2012), a) Keşfetme-Arama (0-25 yaş) b) Kurma (26-35 yaş) c) Kariyer Ortası (36-50 yaş) d) Kariyer Sonu (51-65 yaş) e) Azalma / Emeklilik (65-75 yaş) olarak özetledi (Tuncer, 2012).

Diğer meslek gruplarında olduğu gibi öğretmenlik mesleği de kariyer evreleri yaklaşımına göre birbirini takip eden kariyer evrelerinden oluşuyor ve bu evreler de yine farklı araştırmacılar tarafından farklı şekillerde sınıflandırılıyor. Kariyer evreleri ile kastedilen aslında öğretmenlerin mesleki gelişim aşamalarıdır. Aydın (2018)’a göre öğretmenlerin uzmanlaşmaları, yeni bakış açıları kazanmaları kariyer evreleri arasında geçişi sağlamakta; bu ise bilgi, beceri, davranış, tutum ve iş ortamı değişikliğine bağlı ortaya çıkmaktadır (Aydın, 2018, s. 2048).

Bakioğlu (1996), öğretmenlerin kariyer gelişim evrelerini kariyer girişi, durulma, deneycilik, uzmanlık, sakinlik ve emeklilik evresi olarak altı evreye ayırıyor (Bakioğlu, 1996). Aydın (2018), Öğretmenlik Kariyer Evreleri ve Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi adlı çalışmasında çeşitli araştırmacılar tarafından üç aşamadan sekiz aşamaya kadar sınıflandırılan öğretmenlerin mesleki gelişim kariyer evrelerinin analizini yaparak en çok kabul gören iki çalışmaya dayalı olarak öğretmen kariyer evrelerini sekiz aşamalı olarak şu şekilde sıralıyor (Aydın, 2018, ss. 2051-2062):
Birinci Evre: Öğretmen adaylarının öğretmenlik lisans programına kaydolduğu anda başlayan ve öğretmen olarak sınıfa adım attığı ilk ana kadar uzanan meslek öncesi hazırlık ve gurur duyma aşaması,
İkinci Evre: Keşif aşaması da denilen, 1-3 yıl arası süren, genellikle 21-28 yaşlarında mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin sınıf içinde hayatta kalmaya çalıştıkları; enerjik ve doyumlu oldukları, eğitim ve diğer faaliyetlere yüksek katılım gösterdikleri öğretmenin kariyerinin başlangıç dönemini işaret eden hayatta kalma ve işe alışma aşaması,
Üçüncü Evre: Gelişme aşaması da denilen, 3-6 yıl arası süren genellikle 30-40 yaşlarında öğretmenleri kapsayan, öğretim becerilerinin geliştirilmesi konusunda dikkatlerin yoğunlaştığı profesyonelliğin geliştiği istikrar, güçlenme ve yeterlik aşaması,
Dördüncü Evre: İlk profesyonellik aşaması olarak isimlendirilen, öğretmenlerin kendilerini uzman kabul ettikleri, özyönetimli gelişime açık oldukları yenilenme, coşku ve ustalık aşaması,
Beşinci Evre: Yeniden değerlendirme, yeniden uyarlanma, isyan, değişim dönemi olarak da değerlendirilen, öğretmenlerin kariyer ortası krizine girdiği, kendilerini belli bir rutin içinde kilitlenmiş hissettikleri ve meslekte kalıp kalmamaya karar verdikleri mesleki hüsran, hayal kırıklığı ve yeniden değerlendirme aşaması,
Altıncı Evre: Yavaşlama aşaması olarak da adlandırılan mesleğin 19-30. yılları arasını kapsayan, genellikle 40-55 yaşlarındaki öğretmenlerden oluşan ve bu öğretmenlerin öğretim yeteneklerinde düşüşün gözlenmeye başladığı mesleki durağanlık ve huzur aşaması,
Yedinci Evre: Öğretmenlerin yeniliklere büyük bir direnç gösterdikleri, mesleğin geçmiş dönemlerini özledikleri, istikrara daha çok önem verdikleri, kuşaklar arası farkların kendini gösterdiği muhafazakarlık ve mesleki sönme aşaması,
Sekizinci Evre: Öğretmenlerin mesleklerinin gereklerini rutin hale getirdikleri, eğitim öğretim işlerine verdikleri enerji ve çabanın azaldığı, emekliliğe ve meslekten geri çekilmeye hazırlandıkları, diğer yandan da zaman doldurma yaklaşımı olan “Sıcak Sandalye Ayrılması” olarak da adlandırılan “daha iyi bir fırsat yakalayana kadar koltuğu işgal etme” yaklaşımında oldukları ilgisizlik, geri çekilme ve meslekten ayrılma aşaması.

Kariyer evrelerinin tüm öğretmenler için aynı dönemlerde aynı şekilde gerçekleşmesi söz konusu olmamakla birlikte mesleki gelişim bağlamında öğretmenlik mesleğinin genel kariyer seyrinin bu şekilde olduğunu söylemek yanlış olmayacak.

Mevzuat Kaynaklı Öğretmenlik Kariyer Basamakları
Tüm eğitim sistemlerinde olduğu gibi Türkiye’de de eğitimin kilit noktası olarak kabul edilen öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek, yeterliliklerini artırmak, onları motive etmek ve mesleğinde ön plana çıkan öğretmenleri taltif etmek üzere zaman zaman çeşitli uygulamalar gündeme geliyor. Bunlardan biri “Öğretmenlik Kariyer Basamakları”dır. 30.06.2004 tarih ve 5204 sayılı Kanun’la 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun da değişiklik yapılarak öğretmenlik mesleği; adaylıktan sonra a) öğretmen, b) uzman öğretmen c) başöğretmen şeklinde kariyer basamaklarına ayrılıyor. Bu değişikliğe bağlı olarak Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği yayımlanarak, Bakanlık eğitim-öğretim hizmetleri sınıfındaki toplam serbest öğretmen kadro sayısı içinde uzman öğretmen oranını %20, başöğretmen oranını %10 olarak belirtildi (MEB, 2005).

2006 yılında ilk defa yapılan sınava meslekte yedi yıl kıdemi bulunan öğretmenler katılabildi. Aynı mevzuatta alanında veya eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış olanlarla, alanında veya eğitim bilimleri alanında doktora öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlere sınav muafiyeti tanınarak doğrudan kariyer basamaklarına giriş hakkı tanındı. 2006 yılında yapılan uygulamada uzman öğretmen ve başöğretmen kontenjanları alanlara ve kurumlara göre ayrı ayrı belirlendi (MEB, 2006).

*Anayasa Mahkemesi’nin 21/05/2008 tarihli ve E.: 2004/83, K.: 2008/107 sayılı kararı ile; bu maddeye 30/06/2004 tarihli ve 5204 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen bu fıkrada yer alan “hizmet içi eğitim” ibaresi iptal edilmiş olup, iptal kararının Resmî Gazete’de yayım tarihi olan 18/3/2009 tarihinden başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Yapılan sınav sonucunda sınava katılan ve başarılı olan öğretmenler uzmanlık unvanını alırken bu uygulama birçok tartışmayı beraberinde getiriyor. Nitekim 1739 sayılı Kanuna göre öğretmenlik zaten bir ihtisas mesleği olarak ifade edilirken meslek içerisinde yeni bir kariyer basamakları tesisine yönelik ciddi eleştiriler söz konusu olmuş, yapılan itirazlar sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 tarih ve E.2004/83, K.2008/107 sayılı kararı ile Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle uygulamanın iptaline karar verilmiştir (AYM, 2008).

Böylelikle 2006 yılında uygulanan sınav 03.02.2022 tarihli Öğretmenlik Meslek Kanunu’na kadar bir daha uygulanmadı. Bu ilk uygulama sonunda uzman öğretmenlik unvanını kazanan öğretmenler kazanılmış hak olarak bu kadronun sağladığı özlük haklarından yararlanırken, sınav şartlarından olan meslekteki yedi yıl kıdem şartını sağlayamadıkları için sınava giremeyenler ya da muafiyet hakkını kullanamayanlar için bu durum uzun yıllar MEB’in adil olmayan bir uygulaması olarak eleştiri aldı. Kurt, 2007 yılında yaptığı araştırmada öğretmen ve yöneticilerin %20 ,3’ü bu uygulamanın adaletsiz, %18,1’i gereksiz, %18,1’i ayrımcı, %13,8’i gerekli, %13’ü yetersiz, %11,6’sı motive edici ve %5,1’i geliştirici olduğu görüşünde oldukları sonucuna ulaştı. Cımbız ve Küçüker (2015, s. 698) ise yaptıkları araştırmada katılımcıların çoğunluğunun öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasının okuldaki etkilerinin öğretmenlerin mesleki gelişimi ve motivasyonu yönünde olumlu, eğitim-öğretim, öğretmen-veli ilişkileri, öğretmenler arası ilişkiler, mesleki paylaşım ve dayanışma yönlerinde olumsuz, ast üst ilişkisi yönünde etkisiz olacağı şeklinde görüşe sahip olduklarını tespit ettiler.

Öğretmen yeterliliklerinin artırılması konusu ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun gerekliliği Millî Eğitim Şura kararları, strateji belgeleri, 2023 Vizyon Belgesi gibi üst politika belgelerinde her dönem güncelliğini koruyan bir başlık olmuştur. Uzun soluklu tartışmaların nihayetinde 03.02.2022 tarih ve 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu 31750 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yayımlanan kanunun öğretmenlerin beklentilerini tam olarak karşılamadığı görüşü ağırlıklı olmakla birlikte kanunda yer alan hükümlerden “Öğretmenlik Kariyer Basamakları (Madde 6)” (MEB, 2022c), hükmü üzerinde en çok konuşulan maddelerden biri. Özetle ilgili kanun maddesi 16 yıl aradan sonra öğretmenlik kariyer basamaklarının yeniden uygulanacağının habercisi oldu.

Uygulama esaslarını belirlemek üzere yayımlanan 12.05.2022 tarih ve 31833 sayılı Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin ilk uygulamadan farklı bazı hükümlerinin olduğu görülüyor. İlk yönetmelikte yer alan toplam kadro içindeki uzman ve başöğretmenlik oranlarının 2022 tarihli yönetmelikte yer almadığını, sınava katılma ya da muafiyet için gerekli mesleki kıdemin yedi yıl yerine on yıl olarak belirlendiği ilk etapta söylenebilecek değişikliklerdir (MEB, 2022c).

Ancak burada ele alınması gereken belki de en önemli değişiklik uzman ve başöğretmenliğin ilk uygulamadaki gibi sadece sınav şartına bağlanmayarak aşamalı bir programa dayandırılmasıdır. Yazılı sınava katılma şartlarına eklenen uzmanlık için “öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik hazırlanan en az 180 saatlik uzman öğretmenlik eğitim programını tamamlamış olmak”, başöğretmenlik için “uzman öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik hazırlanan en az 240 saatlik başöğretmenlik eğitim programını tamamlamış olmak” ve “uzman öğretmenlik mesleki gelişim çalışmalarını tamamlamış olmak” hükümleri (MEB, 2022c) ile bu süreçte öğretmenlerin meslek içi yetiştirilmelerine yönelik bir adımın da atılmış olduğunu söylemek mümkün. Nitekim uygulamada 10 yılını tamamlamayan ya da kıdem yılını doldurduğu halde sınava girmeyi düşünmeyen öğretmenler dışında tüm öğretmenlerin ayırdıkları zaman ve elde ettikleri fayda göreceli olmakla birlikte bu eğitimleri almak durumunda kaldılar. Mesleki gelişim çalışmalarını tamamlamış olma şartının ise okuldaki süreçlerde görev alma konusunda öğretmenleri özendirici gizli bir işlev üstlendiği söylenebilir.

İlk iki aşamanın tamamlanmasının ardından yaklaşık 6 aylık bir dönemde yoğun tartışmalara neden olan, iptal edilmesi olası görülen uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik yazılı sınavı 19 Kasım 2022 günü gerçekleştirildi. Kamuoyuna yapılan açıklamaya göre uzman öğretmenlik sınavında başarılı olan 422 bin 368 öğretmen ve muaf olan öğretmenlerle birlikte toplam 516 bin 974 öğretmen uzman olarak adaylık hariç kariyerlerinin ikinci basamağına geçiş yaptı. Sınavında başarılı olan 66 bin 422 öğretmen ve 257 doktoralı uzman öğretmenle 66 bin 679 uzman öğretmen başöğretmen olarak mesleki kariyerlerinin adaylık hariç üçüncü ve son evresine geçmiş oldu (NTV, t.y.). Bu verilere göre toplam öğretmen kadroları içerisinde uzman öğretmen oranının %45,36, başöğretmen oranının ise 5,85 olduğunu hesaplamak mümkün (MEB, 2022d).


Öğretmenlerin Kariyer Basamaklarına Göre Sayıları (2021/22)
Kaynak: MEB, 2022a

İkinci Görev, Görevde Yükselme, Kadro Değişikliği Bağlamında Öğretmenlik Kariyer Basamakları
Mesleki gelişim evreleri ya da mevzuat kaynaklı kariyer dışında bakanlık kadrolarında ikinci görev, görevde yükselme, kadro değişikliği gibi başka birtakım uygulamalar öğretmenlerin meslek içerisinde yükselmelerine olanak tanıyan kariyer unsurları olarak değerlendirilebilir. Söz konusu kadrolar aynı zamanda öğretmenlik tabanlı uzmanlıklar olarak değerlendirilebilir. 

Müdür yardımcılığı, başmüdür yardımcılığı ve okul müdürlüğü kadrolarından oluşan ve okul yöneticiliği olarak adlandırılan yönetim görevi Türk eğitim sisteminde öğretmenlere verilen ikinci bir görev (T.C. Resmî Gazete, 2021). Okul yöneticileri, eğitim öğretim sınıfında mesleklerine devam ederlerken okul yöneticiliğinin özlük haklarını düzenleyen ayrı mevzuatı da bulunmuyor. Bu açılardan ele alındığında okul yöneticiliğinin bir kariyer basamağı olduğunu söylemek güçleşiyor. Ancak görev ve yetkilerinin artması, bir makamı temsil etmesi nedeniyle öğretmenler ve diğer eğitim paydaşları tarafından müdür yardımcılığı ve okul müdürlüğü bir kariyer aşaması olarak algılanıyor.

Türkiye’de okul yöneticiliği görevlendirmeleri 05.02.2021 tarih ve 31386 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği’ne göre yapılmakta. Genel itibariyle belirli süre öğretmenlik yapmış olmak ve sınavda başarılı olmak okul yöneticisi olarak atanmak için temel kriterlerdir. Yönetmeliğe göre seçilme ve atanma yazılı ve sözlü sınav puanlarıyla birlikte alınan eğitimler, hizmet süresi, akademik ve mesleki deneyim, ödül ve ceza gibi kriterlerden oluşan değerlendirme ölçütlerinden oluşan puan üstünlüğüne göre yapılmaktadır (T.C. Resmî Gazete, 2021).

Okul yöneticisi olarak atanmanın temel şartlarından birinin bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapıyor olmak olması öğretmenlik yeterliliklerinin okul yöneticiliği için de elzem olduğunu gösteriyor. Ancak okullardaki süreçler göz önüne alındığında “yönetici, politikacı, bürokrat, patron, lider” (Şişman, 2018, s. 21) gibi imajlarla anılan okul yöneticilerinin eğitim öğretim faaliyetlerini kapsayan öğretmen yeterlilikleri dışında kamu yönetiminden hukuka, iletişimden işletmeye birçok farklı alanda yetkin olmaları bekleniyor. Bu ise yetiştirilme sürecini zorunlu kılmakta. Şişman ve Turan (2002)’a göre okul yöneticiliği için belirli bir süre başarılı öğretmenlik yapmış olma şartı makul olmakla birlikte yönetici adaylarının lisansüstü düzeyde eğitimlerle yetiştirilmesi gerekmekte (Şişman ve Turan, 2002). Diğer yandan ikinci görev olarak tanımlanan okul yöneticiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesi ve bununla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması okul yöneticiliğini bir kariyer basamağı olduğu algısını güçlendirecek.

Bakanlık kadroları içerisinde öğretmenlerin geçiş yaptıkları ve yine bir kariyer basamağı olarak kabul edilen diğer bir görev eğitim müfettişliğidir. Bakanlık tarafından belli aralıklarla açılan müfettiş yardımcılığı sınavı için aranan şartlardan biri öğretmenlikte sekiz yıl ve daha fazla hizmeti bulunmak koşulu ile halen bakanlığın öğretmen kadrolarında görev yapıyor olmak. Bununla birlikte en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat ve işletme fakülteleri mezunları da eğitim müfettişliği sınavına girebilmekte. İlgili mevzuat incelendiğinde sınav içeriğinin öğretmen adaylar için ayrı, diğer fakülte mezunları için ayrı olduğu görülüyor. Öğretmen adaylarının sınav içerikleri daha çok MEB mevzuatını kapsarken diğer fakülte mezunu adayların sınav içeriklerinin hukuk, iktisat, maliye, istatistik, muhasebe ve istatistik ağırlıklı olduğu görülüyor. Yazılı ve sözlü sınavda başarılı olarak eğitim müfettiş yardımcısı olarak atananlar hazırlayıcı eğitim, görev başında yetiştirme ve yeterlik eğitiminden oluşan üç yıllık bir yetiştirilme sürecine tabi tutulmakta (MEB, 2022e). Bu ise öğretmenliğin eğitim müfettişliği için bir ön koşul olmasına karşın öğretmen yeterliliklerinin eğitim müfettişliği yeterlilikleri ile tam olarak örtüşmediğini, eğitim müfettişlerinin görevleri ile ilgili hizmet içinde yetiştirilmesi gerektiğini gösteriyor.


Öğretmenlik Temelli Uzmanlıklar


Öğretmenler için kariyer basamağı olarak değerlendirilecek başka bir kadro şube müdürlüğü kadrolarıdır. MEB Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik’e göre şube müdürlüğü sınavına girebilmek için uzman, şef vb. diğer kadrolar dışında okul müdürlüğü görevinde iki; müdür başyardımcılığı veya müdür yardımcılığı görevlerinde ayrı ayrı veya toplamda üç; öğretmenlik kadrosunda ise dört yıldan az olmamak üzere asaleten görev yapmış olma şartı aranıyor (MEB, 2013). Eğitim öğretim sınıfından genel idari hizmetler sınıfına geçiş yapan (657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu) ve eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanması, koordinasyonu ve denetiminden sorumlu olan şube müdürlerinin öğretmen yeterliliklerine sahip olmaları önem arz ediyor. Şube müdürleri eğitim öğretim hizmetleri sınıfından geçiş yaptıkları için bu süreçlere hâkim olmakla birlikte genel idare hizmetleri sınıfının gerektirdiği bilgi ve beceriler edinmeleri iş başında eğitim yoluyla kazandırılmakta.

Bakanlık kadrolarında politika, strateji ve hedeflerin tespitine yönelik araştırma ve incelemeler yapmak, yeni stratejiler geliştirmek, bakanlığın hizmet kapasite ve kalitelerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak, uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde yapılacak toplantı ve çalışmalara katılmak, eğitim sistemleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarda bulunmak (MEB, 2012) amacıyla tahsis edilen uzmanlık kadroları, bazı öğretmenler için mesleklerinde bir değişim ve kariyer basamağı olarak kabul görüyor. Nitekim bakanlığın uzman yardımcılığı sınavına başvuru yapabilme hakkı olanlar arasında eğitim fakültesi mezunları da bulunuyor. Yapılan sınavlarda başarılı olan ve uzman yardımcısı olarak atananlar uzmanlığın gerektirdiği bilgi, beceri ve etik değerleri kazanmaları için en az üç yıl eğitime tabi tutulmakta ve bu süre sonunda yeterlik sınavında başarılı olmak ve dil şartını yerine getirmek kaydıyla uzmanlığa atanmaktadırlar (MEB, 2012). Dolayısıyla öğretmen yeterlilikleri MEB uzmanlıkları için bir referans olmakla birlikte uzmanların ayrı bir yetiştirilme sürecinin olduğu ilgili mevzuat hükümlerinde görülüyor.

Diğer yandan Halk Eğitim Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi yöneticiliği ve öğretmenliği, öğretmenevi yöneticiliği gibi MEB’e bağlı okullar dışında diğer kurumlarda görev alabilmek için yine ön koşul öğretmenliktir. Öğretmenlik tabanlı uzmanlık olarak ifade edilebilecek olan bu alanlar öğretmen yeterlilikleri ile birlikte beraberinde başka yetkinlikleri de gerektirmektedir.

Öğretmenlerin mesleki gelişim ve kariyer evreleri bağlamında değerlendirilebilecek başka birtakım çalışmaları da ifade etmek mümkün. Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında Ar-Ge birimlerine yapılan öğretmen görevlendirmeleri, ölçme-değerlendirme, kitap yazma gibi çalışma komisyonları, ulusal ve uluslararası proje koordinatörlükleri gibi daha çok geçici görevlendirme şeklinde olan görevlendirmeler öğretmenlerin mesleki gelişim ve kariyer evreleri içerisinde önemli birer deneyimdir.

Sonuç ve Değerlendirme
Öğretmenlik mesleğinin yeterliliklerinin ele alınarak öğretmenlik mesleği açısından kariyer olgusunun irdelendiği, aynı zamanda eğitim sistemi içerisindeki birçok uzmanlığın ön koşulu olan öğretmenliğin bu uzmanlıkların gerektirdiği yeterliliklerle ne ölçüde örtüştüğünün ortaya konulmaya çalışıldığı bu çalışmada aşağıdaki sonuçlara ulaşıldı:

    • Bununla birlikte bu uzmanlıklar öğretmen yeterlilikleri dışında başka yeterlilikleri de gerektiriyor.
    • Öğretmenlik tabanlı diğer uzmanlıklarda öğretmen yeterlilikleri dışında ihtiyaç duyulan diğer yeterlilikler genellikle meslek içinde hizmet içi eğitimlerle kazandırılıyor.
  • Öğretmenlik, kuramsal bilgi temeline dayanan, akademik çalışma ile edinilen, diploma ya da sertifika ile belgelendirilen, hizmet sunan, performans ölçütleri bulunan, yeterlilikleri belli aralıklarla kontrol edilerek ihtiyaç duyulan iyileştirmeler yapılan bir “ihtisas mesleği”dir.
  • Eğitim sistemlerinin başarısının büyük ölçüde öğretmen niteliğine bağlı olması öğretmen yeterliliklerini ve bu yeterliliklerin günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesini önemli kılıyor.
  • Türk eğitim sisteminde de öğretmen yeterliliklerinin artırılması her dönem ele alınan ve üzerinde çalışılan bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
  • Öğretmenlik mesleği için kariyer olgusunu mesleki gelişim bağlamında kariyer evreleri, mevzuata dayalı kariyer basamakları, ikinci görev, görevde yükselme, kadro değişikliği bağlamında öğretmenlik kariyer basamakları olmak üzere üç boyutta ele almak mümkün.
  • Öğretmenler için diğer meslek gruplarında olduğu gibi mesleklerini icra ederken yaşamlarıyla paralellik gösteren kariyer evreleri söz konusu. Bu kariyer evreleri araştırmacılar tarafından farklı şekillerde ve sayılarda kategorize edilmekle birlikte mesleği giriş ve alışma, olgunlaşma ve meslekten ayrılma olmak üzere üç temel evreye dayanıyor.
  • MEB tarafından 2006 yılında ilki, yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dayalı olarak 2022’de ikincisi uygulanan; tüm öğretmenleri kapsayan ve unvan değişikliği, maaş artışı gibi somut çıktıları olan öğretmenlik kariyer basamakları öğretmenlik mesleğinde ele alınacak diğer bir kariyer şeklidir. Gerek ilk uygulandığı dönemde gerekse yakın zamanda yapılan ikinci uygulamada önemli tartışmalara neden olan öğretmen kariyer basamakları yeniden Türk eğitim sisteminin sıcak başlıklarından birine dönüştü.
  • Öğretmenlik mesleğinde ikinci görev, görevde yükselme ya da kadro değişikliği olarak ifade edilebilecek kariyer adımları mevcuttur.
  • Öğretmenlik mesleği, eğitim sistemi içerisindeki birçok uzmanlığın temeli olarak kabul edilir, bu uzmanlıklara başvuru için öğretmenlik ön koşuldur.
  • Söz konusu uzmanlıkların genellikle eğitim öğretim süreçlerinde yetkin olmayı gerektirmesi öğretmenleri bu kadrolar için öncelikli tercih haline getiriyor.


Öneriler

  • Öğretmen yeterlilikleri temelde lisans eğitimi ile kazandırılmaktadır. Bu ise öğretmen yetiştiren lisans programlarının değişen ihtiyaçlara göre sıklıkla revize edilmesini gerekli kılmaktadır.
  • Meslek içinde yetiştirme öğretmen yeterliliklerinin artırılmasında diğer bir yöntem olmakla birlikte gerek merkezi gerekse mahalli düzeyde yürütülen hizmet içi eğitimler nitelik bakımından güçlendirilmelidir.
  • Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dayalı olarak uygulamaya konulan kariyer basamaklarında ölçüt yazılı sınav olmamalı, performansa dayalı bir sistem üzerinden kariyer basamakları arasında geçiş sağlanmalıdır.
  • İkinci görev, görevde yükselme ya da kadro değişikliği olarak ifade edilebilecek kariyer adımlarında liyakat esas alınmalıdır.
  • Eğitim öğretim alanında yetkin oldukları varsayımından hareketle MEB kadrolarında öğretmenlik temelli uzmanlıklar mevcuttur. Ancak bu kadrolardan çoğu eğitim öğretimin yanında başka birçok uzmanlığı da gerektirmektedir. Dolayısıyla MEB’in farklı kadrolarında görev alan öğretmenlerin görevin gerektirdiği uzmanlıkları edinebilmeleri için yetiştirilmeleri gerekmektedir.