ÖĞRETMENİN MESLEKİ GELİŞİMİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR

Salgına kadar yüz yüze gerçekleştirilen eğitim buluşmalarının, hizmet içi eğitimlerin ve toplantıların 2020’de salgın önlemlerine uyularak çevrimiçi devam ettirildiği görüldü. Bakan’ın illerde yüz yüze geçekleştirdiği eğitim buluşmaları da çevrimiçi ortama taşındı. Bunun yanı sıra Bakan’ın düzenlediği Türkiye Zümre Toplantıları da Temmuz ayından itibaren çevrimiçi olarak gerçekleştirilmeye başlandı. Çeşitli kamu kurumu, firma, STK ya da üniversite ile iş birlikleri sağlanarak hazırlanan ve uzaktan eğitim şeklinde gerçekleştirilen hizmet içi eğitim faaliyetlerine çok sayıda öğretmen katıldı. Salgın süresince eğitime erişimi ve katılımı kolaylaştırmak amacı ile masaüstü ve mobil uygulamalar hizmete sunuldu.



  •  Meslek Liseleri ile İlgili Gelişmeler
  • Çevrimiçi Öğretmen Buluşmaları ve Türkiye Zümreleri
  • Hizmet içi Eğitimler ve Mesleki Gelişim Etkinlikleri
  • Masaüstü ve Mobil Uygulamalar
  • MEB Podcast Yayınları



Çevrimiçi Öğretmen Buluşmaları ve Türkiye Zümreleri


    2018 yılından itibaren yüz yüze gerçekleştirilen öğretmen buluşmaları, salgının etkisi ile 30 Nisan’dan itibaren ilk olarak Rize’de çevrimiçi ortamda gerçekleştirildi. 29 Aralık’ta ise Kayseri’de gerçekleştirilen eğitim buluşmaları ile 100. çevrimiçi eğitim buluşması gerçekleşmiş oldu. Yüz yüze eğitime birinci sınıflarda tekrar başlanması kararının alınması üzerine 14 Eylül’de birinci sınıf öğretmenleriyle, 17 Eylül’de ise ilkokul müdürleriyle buluşmalar gerçekleştirildi. İzmir depreminin ardından 4 Kasım’da İzmirli öğretmenlerle, 14 Aralık’ta ise emekli öğretmenler ile çevrimiçi buluşma gerçekleştirildi.

    18 Temmuz’da başlayan Türkiye Zümre Toplantılarının ilki sınıf öğretmenleri ile gerçekleştirildi. Bu toplantılar sırasıyla matematik, İngilizce, fen bilimleri, rehber öğretmen/psikolojik danışman, okul öncesi, Türkçe, Türk dili ve edebiyatı, sosyal bilgiler ve felsefe grubu öğretmenleri ile gerçekleştirildi. 


    Hizmet İçi Eğitimler ve Mesleki Gelişim Etkinlikleri

     

    2023 Eğitim Vizyonu kapsamında öğretmenlerin yetkinliklerini arttırmak için iş birlikleri sağlanarak hazırlanan hizmet içi eğitim faaliyetleri, 2020 yılında ilk olarak 18 Ocak’ta 10 bin öğretmenin Microsoft ve Türkiye Bilişim Vakfı iş birliğinde düzenlenen programın ilk aşamasını başarıyla tamamlamasıyla başladı. 4 Şubat’ta MEB-Harvard-ODTÜ iş birliği ve Limak Vakfı desteği ile Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, fen lisesi programı uygulayan okullardaki öğretmenler için mesleki gelişim programı başlattı. İlk aşamada 100 öğretmenin eğitimleri başarıyla bitirdikleri, buradaki bilgi ve deneyimlerini de meslektaşlarına aktaracakları belirtildi. Bu sayede uzaktan öğretim sistemi ile bir yıl içerisinde 18 bin öğretmene ulaşılmasının hedeflendiği belirtildi.

    4 Mart’ta YÖK ile MEB arasında öğretmen ve eğitim yöneticilerinin bireysel ve mesleki becerilerinin arttırılması için uzaktan ve yüz yüze lisansüstü eğitim programlarının açılması konusunda iş birliği protokolü yapıldı.

     

    27 Ağustos’ta CISCO Networks Akademi iş birliği ile gerçekleştirilen dijital mesleki gelişim programı ilk mezunlarını verdi. Eğitimi başarıyla tamamlayan 13.987 öğretmen ve 1235 öğrenci, uluslararası akredite sertifikası almaya hak kazandı. Öğretmenlerin dijital becerilerini geliştirdiği, Google iş birliğinde gerçekleştirilen bir diğer mesleki gelişim programını 2 Eylül’de 128 bin öğretmen başarıyla tamamladı. 6100 öğretmen ise 8 Eylül’de Microsoft iş birliği ile gerçekleştirilen Yazılım Geliştirme Uzmanlığı Mesleki Gelişim Programı’nı başarıyla tamamladı ve bu öğretmenlerden 4448’i uluslararası akredite sertifikası almaya hak kazandı.

     

    UNICEF iş birliği ile yürütülen “Öğretmenlerin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Uzaktan Eğitim Süreçlerinde Tasarım ve Yönetim Becerilerinin Geliştirilmesi Eğitimi Kursu” eğitimini 150 bine yakın öğretmen tamamladı. Bakan Selçuk, 2021 yılı içerisinde tüm öğretmenlere bu eğitimin verilmesini hedeflediklerini belirtti. 19 Ekim’de ise 50 bin okul yöneticisinin katılımıyla UNICEF iş birliğinde gerçekleştirilen “Okul Yöneticilerinin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Uzaktan Eğitim, Tasarım ve Yönetim Becerilerinin Geliştirilmesi” eğitimi gerçekleştirilmeye başlandı. 



    



    Kesin bir sayı olmamakla birlikte beş yüz bin civarında formasyon belgesi olan öğretmen adayı olduğu tahmin ediliyor. Hâlen 114 eğitim fakültesinde yaklaşık iki yüz on altı bin öğrenci eğitim görüyor ve her yıl ortalama elli bini mezun oluyor. 2010’dan itibaren mesleki ve teknik eğitim fakültelerinin dönüştürülmesiyle eğitim fakültelerindeki kız öğrenci oranının hızla arttığı ve %66’lara ulaştığı görülmektedir. Türkiye’nin yıllık ortalama öğretmen ihtiyacının branşlara ve kademelere göre değişen oranlarda olmak üzere yaklaşık yüz bin civarında olduğu öngörülmektedir. Bu durumda eğitim fakültelerinin hâlihazırdaki öğretmen stoğu ile gelecek 10-15 yılda eğitim sisteminin ihtiyacı ve değişen şartlar da göz önünde bulundurularak öğretmen yetiştirme sürecinin yeniden yapılandırılması gerektiği açıktır.


    22 Ekim’de MEB-Sabancı Vakfı ortaklığı ile gerçekleştirilen, Türkiye’deki tüm köy okulu öğretmenlerine ulaşarak onların mesleki gelişimlerine destek olmayı amaçlayan “Köy Okulları Birleştirilmiş Sınıf Öğretmenleri Mesleki Gelişim Programı” projesi tamamlandı. Birleştirilmiş sınıflarda görev yapan 7 bin ve köy okullarına atanabilecek sınıf öğretmenleriyle beraber toplam 9 bin öğretmene sertifikalarını verildi. Proje kapsamında köy öğretmenlerine rehber olması amaçlanan ve birleştirilmiş sınıflarda müfredata yönelik farklı etkinlikler içeren Köy Öğretmeninin Başucu Kitabı ve Birleştirilmiş Sınıflar için Etkinlik Kitabı Millî Eğitim Bakanlığının desteğiyle köy okullarına ve öğretmenlere ulaştırıldı. 

    9 Aralık’ta ise Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, British Council ile Sabancı Vakfı iş birliğiyle düzenlenen “English Together - İngilizce Öğretmenleri Mesleki Gelişim Eğitimi Tanıtım Programı” sunuldu. Projenin gerçekleştirilmesi ile üç yılda 37 bin İngilizce öğretmenine ulaşılmasının hedefleniyor. 


    Pedagojik Formasyon Sertifikalarının Geçerliliğinin Kaldırılması 



    2020 yılının eğitim camiası için en dikkat çekici gelişmelerinden biri pedagojik formasyon sertifikalarının geçerliliğinin kaldırılması oldu. Talim Terbiye Kurulunun 29 Haziran 2020 tarihli 12 nolu kararıyla öğretmen olacaklarda aranan koşullarla ilgili belgede eğitim fakültesi mezunu olmayan adaylardan öğretmenlik sertifikası tezsiz yüksek lisans programı mezunu olma ya da pedagojik formasyon sertifika programını tamamlamış olma koşullarından ikincisinin geçerliliğini kaldırarak 10 yılı aşkın süredir devam eden formasyon programları sonlandırılmış oldu. 

    23 Ekim 2018’de 2023 Eğitim Vizyonu belgesinin tanıtımı sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Öğretmenliğe kabulde uygulanan pedagojik formasyon şartını kaldırıyoruz. Artık bu eğitimi bakanlığımız kendisi verecek.” açıklamasını yapmıştı. Vizyon belgesinde bu hedef, “Sertifikaya dayalı ‘Pedagojik Formasyon’ uygulaması kaldırılacak ve yerine yurt sathında kolay erişilebilir lisansüstü düzeyde ‘Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı’ açılacak. Bu program mesleki gelişim çerçevesinde Millî Eğitim Bakanlığında öğretmenlik hakkı kazanan adaylara uygulanmaya başlanacak.” şeklinde ifade edilmişti. 

    İki yılı aşkın süredir üniversitelerde tartışma konusu olan formasyon meselesi böylece sonlandırılmış oldu. Ancak hâlen formasyon belgesi olan yüzbinlerce öğretmen adayı için de belirsizlik söz konusu oldu. MEB, 1 Ocak 2021 tarihinden önce formasyon belgesi almış olanların uygulamadan etkilenmeyeceğini belirtti. 2020’de yapılan öğretmen atamalarında formasyon belgesi olan adayların başvuruları kabul edildi. 


    Masaüstü ve Mobil Uygulamalar 


    Özellikle salgın döneminde MEB, eğitim paydaşlarının erişimini kolaylaştırmak ve arttırmak için birçok masaüstü uygulaması ve mobil uygulamalar geliştirdi. İlk olarak salgın döneminden önce 31 Ocak’ta MEB ile Halıcı Bilgi İşlem Anonim Şirketi arasında imzalanan protokol ile Gri Ceviz Bilişsel Beceri ve Zihinsel Gelişim Platformu adlı akıl ve zekâ oyunları mobil uygulaması, bir milyon öğretmenin ücretsiz olarak kullanımına açıldı. 

    10 Şubat’ta yenilenen Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve 11. ve 12. sınıf öğrencilerin YKS hazırlığına destek olmak amacıyla hazırlanan, içerisinde yeni nesil sorular ve kaynak kitaplar barındıran, canlı ders uygulamasının bulunduğu EBA Akademik Destek Sistemi (ADES) tanıtıldı. 23 Mart’ta uzaktan eğitim sürecine geçilmesinin ardından 10 Nisan’da hâlihazırda ADES içerisinde bulunan canlı ders uygulaması için altyapı ve pilot hazırlıkları tamamlanarak 13 Nisan’dan itibaren 8 ve 12. sınıf öğrencileri için kullanılmaya başlandı ve ilk hafta da yaklaşık 150 bin canlı ders yapıldığı açıklandı. 

    25 Nisan’da özel eğitim öğrencilerinin uzaktan eğitim sürecine katkı sağlaması amacı ile “Özelim Eğitimdeyim” mobil uygulaması erişime açıldı. Özel eğitim öğrencileri ve velileri için geliştirilen eğitim içeriklerinin bulunduğu uygulama OECD’den de övgü aldı. OECD’nin sunduğu raporda Eylül 2020 itibariyle uygulamanın 350 bin kez indirildiği ve 117 bin aktif kullanıcısının olduğu belirtildi. 

    Uzaktan eğitim süreci ile artan talep karşısında EBA platformunun daha kolay kullanımı için 2 Mayıs’ta “EBA Asistan” uygulaması kamuoyunun hizmetine sunuldu. Yapay zekâya sahip EBA Asistan uygulaması ile eğitim paydaşlarının uzaktan eğitim süreci ile ilgili soruları anlık olarak cevaplanabilir hâle geldi.

    23 Mayıs’ta MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından özel eğitim öğrenci ve mezunlarına EKPSS sürecinde destek olacak bir uygulama geliştirildi. Basit ve kullanışlı olarak hazırlanan bu uygulama ile öğrenciler ders anlatımları, soru çözümleri, zorlanılan soruların uzmanlara gönderilebilmesi gibi uygulamalardan faydalanabildi.

    Öğrenim kaybının en aza indirilebilmesi için 1, 2, 3 ve 4. sınıflara yönelik hazırlanan kaynak kitabın ardından 9 Temmuz’da ortaokul 5,6 ve 7. sınıflar için geliştirilen “Tabii” adlı mobil uygulama hayata geçirildi. Uygulamada öğrencilerin, oyun yoluyla öğrenmeyi pekiştirmeleri amaçlandı. Uygulama öğrencilere Türkçe, matematik, sosyal bilimler ve fen bilimleri derslerini tekrar etmek ve soru çözme imkânı veriyor.

    18 Ağustos’ta MEB Asistan yapay zekâ sistemi kamuoyuna tanıtıldı. Buna göre tıpkı EBA Asistan gibi MEB Asistan’ın da MEB’e gelen soruları cevaplayacağı belirtildi. 

    Özellikle salgın süreciyle çalışmalarının büyük bir kısmını elektronik ortama taşıyan öğretmen ve okul yöneticileri için 3 Aralık’ta “MEB Ajanda” ve “e-Okul Öğretmen” mobil uygulamaları hayata geçirildi. Öğretmenlerin günlük çalışma saatleri içerisindeki verimliliklerini artırmak ve rutin işlemlerini sistemli hâle getirmek için “bürokrasinin azalması, iş ve işlemlerin kolaylaşması, her bir verinin bağlantılı ve ilişkilendirilmiş olarak ele alınabilmesi” amacını gözeterek bu iki uygulama geliştirildi. E-Okul Öğretmen ile ölçme ve değerlendirme işlemleri öğretmenler için kolaylaştırılmış oldu. Günlük mesainin daha hızlı ve kolay yürütülebilmesi için tasarlanan uygulamalar kişiselleştirilebilen takvim ile günlük ve takvimli işlerin takibini yapmayı kolaylaştırıyor. 


    MEB Podcast Yayınları 



    “Ebeveynlere Yönelik Bizden” isimli aylık bülten sunan MEB, bu çalışmasına 2020 yılında bir boyut kazandırdı ve podcast yayınlarına başladı. Böylece velilere yönelik olarak yaklaşık yarım saatlik 32 yayın yapıldı ve ücretsiz erişime açıldı. Yayınlarla veliler çocuklar için temizlik, beslenme, spor, sanat, iletişim, sağlık, ruh sağlığı gibi temel alanlarda uzman isimlerden bilgi elde edebiliyor. Podcast kültürüne adaptif bir hamle olarak bu çalışma MEB’in dijital dönüşüm karnesine prestij katmaktadır.



    Genel Değerlendirme

    Eğitim sisteminin büyüklüğü ve hacmi; senkron, dinamik ve etkileşimli bir yapısal bütünlüğün kurulmasını zorlaştırıyor. Bu eksikliği fark eden ve gidermek isteyen yönetimler, dönem dönem farklı stratejiler uyguladılar. Son iki yıldır Millî Eğitim Bakanının Türkiye’nin dört bir tarafında öğretmenlerle buluşması ve 2020’de Türkiye Zümreleri adı ile devam ettirdiği her buluşmada bir branşın öğretmenleri ile yapması etkileşimli, dinamik bir yapının kurulması için bir yol olarak tercih edilmiş görünüyor. Bu yolun okul ve bölge bazlı eşgüdüm ve iş birliğine ne düzeyde yansıyacağına ilişkin bir analiz henüz yapılmış değil. 

    Aynı soru öğretmenlerin uzaktan eğitim yoluyla ve kitlesel denebilecek sayıda katılımlarla sürdürülen hizmet içi eğitim çalışmaları için de sorulabilir. MEB’in öğretmenlere, öğrencilere ve velilere yönelik geliştirdiği teknoloji tabanlı araçların, gündelik işleyişleri ne düzeyde kolaylaştıracağı araştırılmaya değer bir konu olarak duruyor. Etki analizleri henüz yapılmamış olsa da MEB’in eğitim sistemini; moral, enerji, yeterlik, araç ve teknoloji bakımından güçlendirmek amacıyla yaptığı çalışmalar Türkiye’nin eğitim alanındaki birikimini besliyor.