Uzman Görüşü

İdare Hukuku Bağlamında 2019 Yılı

Ömer Faruk Erol

Ibni Haldun Üniversitesi


2019 yılı, idari teşkilatlanmada merkezî ve yerel yönetime ilişkin hukuki ve siyasi tartışmaların çokça yapıldığı bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Merkezî yönetime ilişkin olarak cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin işleyişe geçmesi ile yürütmenin -teknik olarak idarenin- faaliyetleri dikkatle takip edilmiş, idari işleyişte ortaya çıkan aksaklıklar ve başarılar yürütme sistemi ile bir arada değerlendirilmiştir. Yerel yönetime ilişkin ise yerel seçimler neticesinde belediye teşkilatlanma yapısı ve seçim sistemine dair önemli tartışmalar olmuştur. 


Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine 2018 yılında geçilmesi ile birlikte 2019 yılında hem idari teşkilatlanmada ve idari işleyişte ortaya çıkan aksaklıklar giderilmeye çalışılmış hem de idari işleyişe ilişkin temel düzenlemeler yapılmıştır. Bu doğrultuda 2019 yılı içerisinde cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kapsamında bakanlıkların ve diğer idarelerin teşkilatlanmasında cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile hızlı değişiklikler yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile idari teşkilatlanmada hızlı değişiklik yapılabilmesinin, kanuni idare ilkesi ve hukuki belirlilik ilkesi açısından eleştirilebilir nitelikte olduğu ileri sürüldüğü gibi değişen şartlara ve ihtiyaçlara hızlı cevap verilebilmesi nedeniyle olumlu olduğu da ifade edilmektedir.


Ayrıca bu yıl, cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk kalkınma planı olan kalkınma planı yayınlanmıştır. Böylelikle parlamenter sistemden bu yana süregelen devletin planlama faaliyetlerine yeni sistem ile de devam edilmiştir. Kamu hizmetlerinde süreklilik ve düzenlilik ilkesi ile idarenin öngörme ve alternatif belirtme ödevi açısından cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk kalkınma planı olan 11. Kalkınma Planı’nın incelenmesi ve değerlendirilmesi 2023 yılına kadar devam edecektir.


1855 yılından günümüze kadar İstanbul, şehremini ve belediye başkanı ile idare olunagelmiştir. Belediye teşkilatlanması ve hizmetlerinin bu kadar kadim olduğu İstanbul ve Ankara illerinde 2019 yılında yerel yöneticilerin seçimlerinin iptal edilmesi ve tekrarlanması ile kimi belediyelerde göreve başlayan belediye başkanlarının görevden alınması, idare hukuku açısından incelenmesi gereken konular arasında yerini almıştır. Belediye başkanı ve meclisinin ayrı oylarla seçilmesi ve iki organ arasındaki yetki ve görev paylaşımı hem 2019 yılının hem de önümüzdeki yılların idare hukuku tartışmalarına konu olacaktır.


Belediyelerin görev ve yetkisine ilişkin 2019 yılı içerisinde gerçekleşen ve incelenmesi gereken diğer hususlar ise sığınmacı Suriyeliler açından gerçekleşmiştir. Antalya Gazipaşa ilçesinde sığınmacı Suriyelilerin halka açık plajlara alınmaması, zabıta müdürlüğü tarafından belirlenen bölgelerden denize girebilmesi yönündeki teklif, belediye meclisi tarafından öncesinde kabul edilmiş, belediye başkanının meclise iadesi sonrasında ise reddedilmiştir. Bolu Belediyesi ise il sınırları içerisinde yaşayan yabancı uyruklu kişilere yardım yapılmaması yönünde karar almıştır. Bu olaylar, Suriyeli sığınmacılara yönelik belediyelerin hizmetlerinin neler olması gerektiği yönünde yeni idare hukuku tartışmalarını ortaya çıkarmıştır.


Son olarak merkezî yönetim ve yerel yönetim arasında ortaya çıkan idare hukuku tartışması ise Kanal İstanbul’a ilişkin olmuştur. Kanal İstanbul projesi için ÇED süreci işletilirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki protokol ve bu protokolden çekilme tartışması ortaya çıkmıştır. Kanal İstanbul projesi, önümüzdeki yıllarda da merkezî yönetim ile yerel yönetimin görev ve yetkisi açısından yeni tartışmalara sebep olacaktır.