GENEL GÖRÜNÜM

Genel Görünüm

Türkiye’de eğitimin durumu, eğitimdeki eksiklikler ve eğitimde geliştirilmesi gereken hususlar sayısal veriler ve istatistikler ışığında incelendiğinde mevcut tablo daha iyi anlaşılabilir. Okul, öğrenci, öğretmen ve derslik sayıları gibi veriler var olan öğrenci nüfusu için yeterli fiziki koşulların ve insan kaynağının yeterli olup olmadığını gösterir. Bu veriler, bir sonraki yıl için gerekli geliştirmelerin yapılabilmesini de mümkün kılar. Bu amaçla genel görünüm bölümünde 2016-2022 yılları arasında değişen fiziki kaynaklar ve insan kaynakları verilerinden hareketle eğitimin seyrini görmeye; eksiklikleri saptamaya ve bir sonraki yıllarda geliştirilmesi gereken noktalara değinmeye çalıştık.


2016-2020 yılları arasında okulların sayısında düzenli bir artış gözlenirken 2020-2021 eğitim öğretim yılında bir düşüş görülüyor. Bu düşüşün sebebi 2020 yılında salgın sebebiyle yüz yüze eğitim öğretime ara verilmesidir. Salgının etkisi hem okul sayılarında hem de öğrenci sayılarındaki düşüşlerde görülüyor. Salgın sonrası dönemde yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte 2021-2022 eğitim öğretim yılında toplam okul ve öğrenci sayılarında hızlı bir artış yaşandı. Aynı yılda kademelere göre bakıldığında okul öncesi kurumların 4000’e yakın artış gösterdiği görülüyor. Bu hızlı artışın sebebi Millî Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitime erişimi artırmaya yönelik politika değişiklikleridir. Kademeler arasında yalnız ortaöğretim kurumlarında az miktarda artış yaşanırken diğer kademelerin okul sayılarında azalma görülüyor. 2020-2021 yılından 2021-2022 yılına geçişteki artış eğilimine bakıldığında okul öncesi okullarının büyük oranda artış sağladığı; genel ortaöğretimin, imam hatip okullarının, mesleki eğitimin ve ilköğretimin durağan bir seyir izlediği görülüyor. Diğer kademelerin aksine ortaokulların sayısında ise bir düşüş söz konusu.


2020-2021 eğitim öğretim yılında salgına bağlı olarak önceki yıllara kıyasla düşüş görülen toplam öğrenci sayısı 2021-2022 eğitim öğretim yılında tekrar artışa geçti. Öğrenci sayılarındaki artış kademelere göre incelendiğinde en çok okul öncesinde gözle görülür bir değişiklik bulunuyor. 2021-2020 eğitim öğretim yılında okul öncesinde öğrenci sayısı bir önceki yıla göre %53 oranında arttı. Bu artış Millî Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitime erişimi artırmaya yönelik politikasının olumlu sonucu olarak görülebilir. İlkokul, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde de 2020-2021 eğitim öğretim yılında görülen düşüş kırılmış ve öğrenci sayılarında artış yaşanmıştır. Bu artışın salgın sonrası örgün eğitimin tekrar salgın öncesi durumuna gelerek eğitimin okullara taşınması ile ilgili olduğu düşünülebilir.


Ortaöğretim kurumları türlerine göre incelendiğinde 2019-2020 yılına değin artış gösteren mesleki teknik liselerinin sayısının düşüşü dikkat çekicidir. Aynı eğitim öğretim yılı itibariyle de öğrenci sayıları artış gösterdi. Mesleki teknik ortaöğretimde öğretmen sayıları da okul sayılarında olduğu gibi düştü. Mesleki teknik liselerde öğrenci sayısındaki artış bu tür liselere olan talebin arttığını gösterirken okul ve öğretmen sayılarındaki düşüş talebin karşılanamıyor olabileceğini düşündürüyor. Genel ortaöğretimde 2020-2021 yılında salgına bağlı olduğu düşünülen düşüş kırıldı ve 2021- 2022 eğitim yılı itibariyle okul sayıları tekrar artışa geçti. Genel ortaöğretimde öğrenci ve öğretmen sayıları da son yıllardaki artış hızını koruyor.


2022 yılı verileri incelendiğinde öğrenci sayısının yalnız imam hatip liselerinde düşüş gösterdiği görülüyor. Ortaöğretimde, genel ortaöğretim ve mesleki teknik ve ortaöğretimde öğrenci sayısında artış görülmesine karşın imam hatip liselerinde yaşanan düşüş dikkat çekicidir. Son yıllarda imam hatip liselerinde öğrenci sayılarında istikrarlı bir artış görülürken 2021-2022 eğitim öğretim yılında bu sayının düşme sebepleri incelenmelidir. İmam hatip liselerinde öğrenci sayıları düşerken okul ve öğretmen sayılarının artması, imam hatip liselerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ve derslik başına düşen öğrenci sayısının azalmasını ve buna bağlı olarak eğitimin niteliğinin artmasını sağlayabilir. Ancak imam hatip liselerine olan talebin düşme nedenleri ve öğrenci talebindeki düşüşe karşılık okul sayısının niçin arttığı araştırılmalıdır.


Öğretmen sayıları 2016-2020 yılları arasında her yıl yaklaşık %5 civarında bir artış eğilimi gösterirken 2020-2021 yılında %5’lik bir düşüş yaşandı. 2022 yılına gelindiğinde öğretmen sayısı tekrar artışa geçerek önceki yıllara göre daha yüksek bir sayıya ulaştı. 2021-2022 eğitim öğretim yıllarında okul ve öğrenci sayısına paralel olarak öğretmen sayısı da arttı. Ortaöğretim türleri arasında öğretmen sayısı artışı öğrenci talebinin en çok olduğu ortaöğretimde görüldü.


Öğretmen sayısında en yüksek artış, %20 oranla okul öncesi öğretmenlerinde yaşandı. İlkokul, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde genel artış oranı %1-2 civarında. İmam hatip liselerindeki öğretmenlerin sayısı %3 oranında artarken mesleki teknik lisede görev alan öğretmenlerin sayısı %2 oranında düştü. Öğrenci sayılarında bu durum tam tersi bir şekilde seyrederken öğretmen sayılarındaki artış ve düşüşün yönü dikkat çekicidir.


Derslik sayısında 2021 yılına kadar son beş yıldaki artış eğilimi okul öncesi ve mesleki ortaöğretim dışında her kademede ve her türdeki okulda devam ediyordu. 2022 yılına gelindiğinde derslik sayısı her kademede artış gösterdi. Okul öncesi, öğrenci sayısındaki artışa bağlı olarak derslik sayısının en yüksek oranda arttığı kademe oldu. Derslik sayıları ortaöğretim türleri açısından incelendiğinde yaşanan artışın okul, öğretmen ve öğrenci sayılarıyla paralel olmadığı görülüyor. 2022 yılında öğrenci talebinin en yüksek olduğu tür genel ortaöğretimken derslik sayısının düştüğü gözleniyor. Yine 2022 yılında talebin arttığı mesleki teknik liselerinde derslik sayısı artmış olsa da bu artış yeterince yüksek değil. İmam hatip liselerindeki derslik sayısı artışı ise öğrenci sayısındaki düşüşe bakıldığında dikkat çekici bir noktada. İmam hatip liselerinde öğrenci sayıları düşerken daha yüksek sayıda derslik açılması, eğitim politikalarının yanı sıra toplumsal yapıdaki değişim ve dönüşüm açısından da araştırılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.


Yükseköğretim kurumlarında, MEB’in okul sayılarında olduğu gibi bariz artış veya düşüş yaşanmıyor. Yükseköğretim kurumu sayısı 2018-2019 yılında açılan 15 yeni kamu ve 10 yeni vakıf üniversitesi ile son beş yılda artış göstermişti. Şehir Üniversitesi’nin kapatılması ile vakıf yükseköğretim kurumu sayısı, 2020-2021 yılında azalırken 2022 yılında Mudanya Üniversitesi’nin açılmasıyla vakıf üniversiteleri sayısı yeniden 75’e çıktı. Yükseköğretim kurumlarında kayda değer bir artış görülmezken yükseköğretimdeki öğrenci sayısı %20 oranında arttı. Öğrenci sayısı kategorilere göre incelendiğinde hemen hepsinde artış yaşandığı; yalnızca ikinci öğretim programlarında öğrenci sayısının %15 oranında düştüğü görülüyor. Oransal olarak en yüksek artış ise yaklaşık %16 ile örgün öğrenci ve uluslararası öğrenci sayılarında görülmekte.


2022 yılında ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırılması ve sınav süresinin uzatılması üniversiteye yerleşen öğrenci sayısını da arttırdı. Bu iki uygulama öğrencilerde barajı geçme baskısı ve sınav stresini azaltma amacı taşımasının yanı sıra kurum sayısı sabit kalırken öğrenci sayısının önceki yıllarda görülen seyrin üstünde artmasına neden oldu. Yükseköğretimde öğrenci sayısının bu hızla artarken öğretim elemanlarının da paralel bir şekilde artmaması ilerleyen senelerde bir sorun olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca üniversite öğrencilerinin sayısındaki bu artış, yeterli istihdam alanları sağlanmadığı takdirde, üniversite mezunu işsiz sayısında da artışa da yol açabilir.


Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu verileri çerçevesinde ele aldığımız 2022 yılı verileri okul, öğrenci, öğretmen ve derslik sayılarının çoğunlukla artış eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ancak bu niceliksel artış eğitimin niteliğinin de arttığını göstermiyor. Öğrenci sayısına paralel olarak derslik ve öğretmen sayısındaki artışın sınıf ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısını düşürmesi durumunda eğitimin niteliğinin iyileşmesi söz konusu olacaktır.



Öğrenci Sayıları (2016/17-2021/22)

Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022

Not: Resmî ve özel okullardaki toplam öğrenci sayıları verilmiştir.



Öğretmen Sayıları (2016/17-2021/22)

Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okullardaki toplam öğretmen sayıları verilmiştir. 



Okul Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okul sayılarının toplamı verilmiştir.




Ortaöğretim Okul Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okul sayılarının toplamı verilmiştir. 




Ortaöğretim Öğrenci Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okullardaki toplam öğrenci sayıları verilmiştir.



Yükseköğretim Öğrenci Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: YÖK, Yükseköğretim İstatistikleri, 2022




Ortaöğretim Öğretmen Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okullardaki toplam öğretmen sayıları verilmiştir.




Derslik Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okullardaki toplam derslik sayıları verilmiştir.



Ortaöğretim Derslik Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: MEB, Örgün Eğitim İstatistikleri, 2022
Not: Resmî ve özel okullardaki toplam derslik sayıları verilmiştir. 




Yükseköğretim Kurum ve Öğrenci Sayıları (2016/17-2021/22)
Kaynak: YÖK, Yükseköğretim İstatistikleri, 2022
Not: Kamu ve vakıf yükseköğretim kurumlarındaki toplam sayı verilmiştir.