Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçları­na göre 2019 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 83.154.997 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus, 12.955.672’tir. Gençlik STK’ları açısından bir hedef kitle1[1] tanımı yapmak gerekirse toplumumuzun %15,6’sını kapsayacak bir evrene hitap et­tiklerini söylemek mümkündür. Bu hedef kitlenin homojen olmadığını da ifade etmek gerekir. Öğrenci veya çalışan gençler oldu­ğu gibi eğitim ve istihdamın dışında da bir gençlikten söz etmek mümkündür. Ayrıca özel ihtiyaç durumunda olan, dezavantaj­lı veya engelli gençlerin de spesifik çalışma alanı oluşturması kaçınılmazdır.


Sahanın sınırlarını çizmek için gençlik ala­nında çalışan STK’ları; dernekler, vakıflar, platformlar, gençlik grupları, üniversite ku­lüpleri ve gençlik konseyleri olarak sırala­mak mümkündür. Gençlik STK’ları, gençlerin oluşturduğu kuruluşlar veya gençliğe yöne­lik çalışma yapan kuruluşlar olarak iki ayrı kategoride ele almak mümkündür. Gençlik dönemi, öğrencilik ve iş hayatına atılma, fi­nansmana ulaşma gibi zorunluluklar ve zor­luklarla geçtiği için karar organını gençlerin oluşturduğu veya gençlerin kurduğu STK’la­rın sayısının az olması olağandır. Bu kapsam­da sahada gençlik çalışması yapan kuruluşların yöneticilerinin çoğunluğunun gençler­den oluşmadığını da görmekteyiz. Bu bilgiyi sayısal olarak test edecek verilere maalesef sahip bulunmamaktayız. Öncelikle ülkemiz­de derneklerle ilgili istatistiki bilgi paylaşan en önemli kurum olan Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün verilerinde gençlik alanında çalışan derneklerle ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Aynı şekilde birçok genç için ilk sivil toplum deneyimi imkânı sunan üniversite gençlik kulüpleri veya gençlik grupları açısından da yorumlayabileceğimiz bir veri mevcut değildir.


Gençlerin STK’larla ilişkisi bağlamında en kapsayıcı araştırmayı 2018 yılında Türkiye Gençlik STK’ları Platformu (TGSP) yapmıştır. Bu araştırmaya göre 15-30 yaş grubundaki gençlerin %94,4’ü herhangi bir STK’ya üye olmadığını, %5,6’sı ise üye olduğunu belirt­miştir. Ayrıca yine bu araştırmada “bir STK’ya üyeyim” diyenlerin %2,5’inin STK olmayan kurumları kast ettiği görülmüştür.


Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün 2015 verilerine göre derneklerin, nüfusun %13’ü oranında üyesi bulunmaktadır. Yine bu veriyi yorumlarken bir kişinin birden faz­la derneğe üye olduğunda tek kişi olarak sayılıp sayılmadığını bilmediğimiz için net bir karşılaştırma yapamamakla birlikte ge­nel anlamda gençlerin topluma oranla çok daha az sivil alanda yer aldığını söylemek mümkündür.


Gençlerin yerelde örgütlülüğünün önemli bir aracı olan Kent Konseyleri Gençlik Mec­lisleri, gençlerin şehir hayatına dair beklen­tilerini iletmeleri ve karar alma süreçlerine katılmalarına imkân sağlamaktadır. Ülke­mizde ilçeler ve iller düzeyinde örgütlenmiş Gençlik Meclislerinin varlığını görmek müm­kündür. Ancak bu yapıların politik gündemi, sivil toplum kültürünün önüne geçmektedir.


Ulusal ölçekte çalışan STK’lar, gençlikle ilgili politikaları etkileme, yasama sürecine dâhil olma gibi açılardan değerlendirildiğinde dü­şük bir profille karşımıza çıkmaktadır. Kadın STK’larının örgütlülük düzeyi, yasama süreç­lerini etkilemede gösterdiği irade, gençlik STK’larında görülmemektedir. Gençlik ala­nında ülkemizde en yetkili kurum olma nite­liği taşıyan T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sporla ilgili katılım mekanizmaları mevcut olmakla birlikte gençlikle ilgili mevzuatta yer almasına rağmen bir Danışma Kurulu bulunmamaktadır. Gençlik STK’ları ile iliş­kisi genellikle fon veren-fon alan şeklinde sınırlandırılabilir.


Gençlik STK’larının çalışmalarını uluslararası imkânlara erişebilirlik açısından değerlen­dirdiğimizde genellikle aynı STK veya grup­ların bu sahada etkili olduğunu söylemek mümkündür. Eğitim, gençlik ve spor alanla­rındaki Avrupa Birliği programlarını yürüten Ulusal Ajans kanalıyla önemli hibe imkânlarına ulaşma fırsatının birçok gençlik STK’sı tarafından politik duruş, kurumsal yetersizlik veya bilgisizlik yüzünden değerlendirileme­diği görülmektedir.


Diğer taraftan da ülkemiz önemli iki ulusla­rarası gençlik çalışmasının doğrudan içinde yer almaktadır. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Gençlik Forumu ve Türk Konseyi Gençlik Platformu, ülkemiz gençlik STK’larına Türk ve İslam dünyası ölçeğinde uluslararası günde­min bir parçası olma hatta bu gündemi yön­lendirme imkânına olanak tanımaktadır. An­cak bu alanda da daha planlı bir yaklaşım ge­liştirilmesi için bu yapıların kurumsal paydaşı durumunda olan kamu kurumlarıyla ortak bir perspektifte buluşulması gerekmektedir.


Avrupa ölçeğinde gençlik politikalarını yön­lendirme ve bu gündemin bir parçası olmayı sağlayan Avrupa Gençlik Konseyi’ne ülkemi­zin de üye olmasını öngören gelişmelerden sonra 11. Kalkınma Planı’nda “Türkiye Ulusal Gençlik Konseyi’nin aktif hale getirilmesine yönelik çalışmalar tamamlanacaktır” ifadele­rine yer verilmiştir. Bu süreç, gençlik STK’la­rının Batı dünyasına taşınması açısından son derece heyecan vericidir.


Son olarak gençlik alanında çalışan STK’ların ajandalarına yönelik genel bir değerlendir­me yaptığımızda, kapsayıcılığın gelişmesi için yeni yöntem arayışları, farklı gençlik gruplarına ulaşma çabası, dijitalleşme, ku­rumsallaşma, gençleşme ve sınırlı ölçüde de olsa uluslararasılaşma gündemleri karşımıza çıkmaktadır.



[1] Birleşmiş Milletler’in tanımına göre genç, 15 ile 25 yaşları arasında, öğrenim gören, hayatını kazanmak için ça­lışmayan ve ayrı bir konutu bulunmayan kişidir. Bu yazıda ise genç tanımında istihdamda olmama veya ayrı yaşamama kriteri getirilmemiştir.