GENEL GÖRÜNÜM

Eğitimin Çıktıları

Eğitim çıktısı, öğrencilerin bir programı, modülü yani bir öğrenme sürecini tamamladıktan sonra ulaşmaları gereken akademik başarı ve beceri anlamına geliyor. Dolayısıyla eğitim çıktısı planlı, düzenli öğrenme ve öğretme sürecinin sonunda elde edilen kazanımlardır. Türkiye’deki durumu incelemek için bitirilen eğitim düzeyleri ve uluslararası başarı kriteri olan PISA sonuçları bu kapsamda ele alındı.


25 yaş ve üzeri bireylerde bitirilen eğitim düzeyinin verildiği grafiğe bakıldığında Türkiye’de son 6 yılda eğitim düzeyinin hızla yükseldiği görülüyor. Okuryazar olmayan, bir öğretim kurumundan mezun olmayan ve ilköğretim mezunu olanların sayısında düşüş sürerken lise ve üstü eğitim düzeylerinden mezun olanların oranı yükseldi. Lise, ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeyindeki artış oranının da doktora programlarından mezun olanların artış oranına nispetle daha yüksek olduğu görülüyor. Bu sonuca bakılarak ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve yükseköğretimin yaygınlaştırılmasının etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca 2021 yılına gelindiğinde bilinmeyenlerin oranının sıfıra düşmesi, nüfusun eğitim düzeyinin tam olarak bilindiği anlamına geldiği için ayrıca önem taşıyor.


PISA, toplamda 79 ülkenin katılım gösterdiği uluslararası düzeyde bir değerlendirme sistemidir. PISA, 2000 yılından itibaren 3 yıllık periyodlar ile 15 yaşındaki çocukların okuma, matematik ve fen bilgisi bilgilerini gerçek hayata uyarlama becerilerini ölçüyor. Türkiye, ülkeleri birbirleriyle kıyaslama imkanı da sunan PISA’ya 2003 yılında dahil oldu. En son 2018 yılına ait veriler Türkiye’deki öğrencileri temsilen 6.890 öğrenci üzerinden toplandı. Bu kısımda okuma, matematik ve fen bilgisi alanlarında Türkiye’nin puan ortalaması ve OECD ülkelerinin puan ortalamaları birlikte verildi. İlk olarak, grafikte Türkiye ve OECD ülkelerinin kıyaslamaları okuma alanı üzerinden verildi. Buna göre, OECD ülkeleri ortalamasında 2012 yılından 2018 yılına kadar öğrencilerin okuma alanından aldıkları puanların düştüğü görülüyor. Diğer yandan aynı alanda Türkiye, 2012 yılında 475 gibi yüksek bir puandan 2015 yılında 428 puana düşmüştür. 2018 yılında tekrar yükselişe geçerek 466 puana çıkılmış olsa da OECD ülkeleri ortalamasından düşük bir ortalamaya sahiptir. Burada puan dalgalanmasının nedeni 2012 yılında 4+4+4 eğitim sistemine geçiş ile birlikte ilkokul 1.sınıfa başlama yaşı 60 aya çekildi, yani bir yıl düşürüldü. Bu sebeple bu yılda okula başlayan öğrenciler 2018 PISA testine girmediler. Dolayısıyla eğitim sistemindeki bu değişiklik diğer ülkelerin aleyhine olurken Türkiye’nin lehine olan bir durum oldu. Buna ek olarak okul öncesi eğitime dahil olan öğrenci sayısındaki düzenli artış da PISA test ortalamalarındaki artışta önemli bir etkendir (Karataş, 2019).


Matematik alanında alınan puanlara bakıldığında Türkiye’nin yine OECD ülkelerinin altında yer aldığı görülüyor. Okuma alanında olduğu gibi en düşük puan ortalamasının yine 2015 yılına ait olduğu gözleniyor. 2015 yılında 420 olan puan ortalaması 2018 yılında 454 puana yükseliyor. Ancak OECD ülkelerinin ortalaması 489 olduğu için Türkiye’nin yaklaşık 30 birim geride kaldığı söylenebilir. Fen alanındaki puanlar incelendiğinde Türkiye’nin diğer alanlarda olduğu gibi en düşük ortalamayı 2015 yılında aldığı görülüyor. 2018 yılında OECD ortalamasının altında kalan Türkiye, diğer alanlara nispetle puan farkının en az olduğu alanın fen bilgisi olduğunu da gözler önüne seriyor.


Nihayetinde, bitirilen eğitim düzeylerinde en son bitirilen eğitim düzeyinin lise ve üzerinde artış gösterdiği görülüyor. Bu artış, ortaöğretim düzeyinde mesleki eğitime yönelik bir eğilim yanında, yükseköğretim düzeyinde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde belirginleşiyor. 2016 yılı ile karşılaştırıldığında lise altı mezun sayının lise üstü mezun sayısına oranının yaklaşık %55’ten %45’lere gerilediği görülmektedir ki bu 5 yıllık bir dönem için oldukça iyi bir gelişmedir. Ancak aynı gelişmeyi nitelik bakımından elde ettiğimizi söylemek konusunda yeterli veriye sahip değiliz. PISA sonuçlarına göre 2018 yılında 2015 yılına göre Türkiye’nin üç alanda puanlarının iyileşme gösterdiğini ancak OECD ülkelerinin de hep altında kaldığı görülüyor. PISA 2021 sonuçları henüz açıklanmadığı için bir değerlendirme yapmak mümkün değilse de pandemi dönemindeki kayıplar ile pandemi döneminde uygulanan esnek ölçme değerlendirme yöntemleriyle özellikle ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeyindeki yüksek mezun oranını ilişkilendirdiğimizde salgın dönemindeki mezunların niteliği konusu incelemeye değer bir konu olarak önümüzde duruyor.




Bitirilen Eğitim Düzeyine Göre 25+ Yaş Nüfusun Dağılımı (%, 2016-2021)
Kaynak: TÜİK, Bitirilen Eğitim Düzeyine Göre Nüfusun Dağılımı, 2022



Okuma Alanında Türkiye ve OECD Ortalamalarını Gösteren PISA Sonuçları (2012-18)
Kaynak: OECD, PISA Sonuçları 



Matematik Alanında Türkiye ve OECD Ortalamalarını Gösteren PISA Sonuçları (2012-18)
Kaynak: OECD, PISA Sonuçları 



Fen Alanında Türkiye ve OECD Ortalamalarını Gösteren PISA Sonuçları (2012-18)
Kaynak: OECD, PISA Sonuçları