EĞİTİMDE İNSAN KAYNAĞI
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, okul öncesi kademesinde kayda değer bir düşüş eğilimindeyken diğer kademelerde durağan bir seyir izlemektedir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, okul öncesi için çok yüksek düzeydeyken diğer kademelerde normal düzeydedir. Okul öncesinde son yılda öğrenci sayısındaki aşırı düşüş değerlendirildiğinde okul öncesinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısındaki düşüş; öğretmen sayısının artmasıyla değil, öğrenci
sayısının düşmesiyle ilgili olduğu sonucunu gözler önüne sermektedir.
MEB personelinin eğitim düzeylerine ilişkin beş yıllık eğilime bakıldığında lisansüstü eğitimli personel sayısında anlamlı bir yükseliş olduğu görülmektedir. Bu tabloda yer verilmeyen personelin çok az bir kısmı ön lisans mezunu öğretmenlerden oluşurken kalan yaklaşık %10’luk kısım lise ve altı eğitimli yardımcı hizmet personelini içermektedir. Yüksek lisans mezunlarının yaklaşık üçte birini tezli programlardan mezun olanlar oluşturmaktadır. Doktora mezunu personel içinde en yüksek oran, eğitim yönetimi alanı olmakla birlikte eğitim bilimlerinin diğer alanlarında ve farklı bilim dallarında da doktoralı öğretmen, okul yöneticisi, eğitim uzmanı ve eğitim yöneticileri bulunmaktadır. öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile lisansüstü
eğitimli personel oranının önümüzdeki yıllarda hızlı bir yükselişe geçmesi beklenmektedir.
MEB Personelinin yaş ortalaması son beş yılda artan bir eğilim göstermektedir. 30 yaş altı azalırken 31-40 yaş arası durağan, 41 yaş ve üstünde ise artış eğiliminin başladığı görülmektedir. 61 yaş üstünde 2018 yılındaki belirgin artışın 3600 ek gösterge beklentisinden dolayı emekliliğini geciktirenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dahil kadrolu MEB personeli oranının sözleşmeli personel lehine bozulduğu görülmektedir. Eğitim kurumu yöneticisi sayısında da bir artış söz konusudur. Öğretmen başına öğrenci sayısı bakımından okul öncesi kademesi dışında yeterli öğretmen istihdam ediliyor olsa da personelin bölgelere, şehirlere ve ilçelere dağılımında yaşanan dengesizlik sebebiyle çok sayıda ücretli öğretmen istihdam edilmektedir. ücretli öğretmen sayısının
da beş yıllık dönemde artarak devam ettiği görülmektedir. 2021’e ilişkin personel verilerine ulaşılamamıştır.
Göreve yeni başlayan öğretmen sayısının son beş yılda dalgalı bir seyir izlediği görülmektedir. Ancak 2021 yılı, son yılların en düşük atama yapılan yılı olmuştur. Görevden ayrılan öğretmenlerin sayısında da 2016 yılında idari ve yargı kararlarıyla ihraç edilenler sebebiyle önemli bir artış görülmektedir. 2018 yılında ise 3600 ek gösterge beklentisi ile emekliliğini erteleyen öğretmenlerin görevden ayrılan sayısını oldukça düşürdüğü görülmektedir. Son iki yılda görevden ayrılan öğretmen sayısında genel eğilime nazaran bir azalma olduğu anlaşılmaktadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 2023’te uygulanması ile ayrılan öğretmen sayısında belirgin
bir artış olması beklenmektedir.
Hizmet içi eğitim faaliyet ve katılımcı sayısında bir artış eğilimi olduğu ancak 2020 yılında salgın sebebiyle faaliyet sayısında yaklaşık üçte iki oranında, katılımcı sayısında ise üçte bir oranında düşüş yaşandığı görülmektedir. 2021 verilerine henüz ulaşılamasa da 2021’de de düşüş eğiliminin devam edeceği öngörülebilir. Ancak resmî hizmet içi eğitim faaliyetleri yanında il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin düzenlediği faaliyetler ile kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve sivil girişimlerin düzenlediği meslek. gelişim faaliyetlerinin, önceki yıllara nazaran oldukça belirgin bir artış gösterdiği gözlenmektedir. Diğer taraftan öğretmen ve okul yöneticilerinin uzaktan eğitim sürecine uyum sağlamak amacıyla kişisel gelişimlerine
daha fazla zaman ve kaynak ayırdıkları düşünülmektedir. Salgın döneminin öğretmenler ve okul yöneticileri açısından tarihi bir gelişim yılı olduğu söylenebilir.
Formasyon eğitimi sertifika programının 2020’de kaldırılmasının ardından 2021’de yeniden uygulanmaya başlanmasıyla öğretmen arzının kısa bir duraksamadan sonra artarak devam ettiği görülmüştür. Eğitim fakültelerinde okuyan öğrenci sayısında artış eğilimi durmuş ve düşme eğilimine girmiştir. Bu durum, mezun sayılarına da yansımıştır. Ancak KPSS’ye eğitim alanında giren aday sayısında salgın döneminde bir düşüş olsa da artış devam etmektedir. Eğitim fakültelerinin mezun sayısının öğretmen talebini karşılamaya yetecek düzeyde olduğu görülmektedir. Sertifika programları ile artan öğretmen arzının son beş yılda yığılma oluşturmaya devam
ettiği görülmektedir.