ANALİZ YAZILARI

Bölge Adliye Mahkemeleri

İstinaf kavramı “burun, ön ve uç” anlamına gelen “enf” kökünden türetilen ve bir işe yeniden başlamayı, sözün başını ifade etmektedir. İstinaf bir hukuki kavram olarak 2016 yılında 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun kapsamında faaliyete geçen Bölge Adliye Mahkemelerinin yürütmüş olduğu yargılama süreci için bir başvuru yolu olarak girmiştir. Daha önce kanun yolu olarak yapılan usul kanunlarında yerini alan bu kavram, kanun yolu olarak ilk defa bu tarihte işlerlik kazanmıştır. Hukuk sistemimizde ilk derece mahkemelerince verilen son kararlardaki hataları ve hukuka aykırılıkları gidermek amacıyla kabul edilmiş bir kanun yolu olan istinaf, henüz kesinleşmemiş son kararlara karşı kabul edilen bir yol olduğundan olağan kanun yoludur. Türkiye’de de İstinaf Mahkemesi yeni bir yargılama yolu olarak olağan bir kanun yolu şeklinde kabul edilmiştir.

Bölge adliye mahkemeleri 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Bu mahkemeler bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluklarını göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Adalet Bakanlığınca kurulacaktır. Böylece iki dereceden ibaret bulunan yargı sistemi üç dereceli hale gelmiştir.

Klasik yani geniş anlamda istinafta ilk verilen son karar yok sayılarak yeni bir muhakeme gerçekleştirilir. Yani uyuşmazlık, ilk derece mahkemesinin önünde cereyan eden yargılamadan tümüyle bağımsız olarak yeni ortaya çıkan değişiklikler ve herhangi bir sınırlama olmaksızın ileri sürülebilen yeni deliller ve olaylar da dikkate alınarak karar verilmektedir. Söz konusu geniş anlamda istinaf anlayışında, ilk derece mahkemesince incelenen ve değerlendirilen vakıalardan bağımsız olarak ikinci derecede görev yapan istinaf mahkemesinde muhakeme tekrarlanır. Vakıaların yeniden incelenmesi sebebiyle istinaf mahkemelerine olay mahkemesi de denilmektedir. Günümüzde genel eğilimin dar anlamda istinaftan yana olduğu görülmektedir. Zira ilk yargılamanın baştan sona tekrarlanması, davaların istenmeyecek şekilde uzamasına neden olur. Sonradan ortaya çıkan dar anlamda istinafta ise bütün delillerle doğrudan doğruya temas kabul edilmemektedir. Türk hukuk sisteminde öngörülen istinafın da dar anlamda istinaf, yani bir bakıma genişletilmiş temyiz niteliğinde olduğu kabul edilmektedir.

Türkiye’de 2016 yılından bu yana Bölge Adliye Mahkemelerinin sayıları artarak devam etmiştir. Hali hazırda Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı verilerine göre ülke genelinde faaliyet gösteren 15 ayrı Bölge Adliye Mahkemesi bulunmaktadır. İlgili Mahkemelerin yargılama süreci ve beş yıllık performansı birçok alanda tartışmalara yol açmış; büyük oranda yargılama sürecini uzatmakla ve etkisiz bir yargı yolu olmakla suçlanmıştır.

Her geçen yıl mahkeme iş yükü artmış, bununla da kalmayarak mahkemeler yapısal olarak da genişlemiştir. İlgili genişleme yargılama sürelerini uzatmakla kalmamış, bir içtihat dağınıklığına, içtihat çatışmalarına neden olmuştur. Birçok alanda aynı konuda verilmiş çelişkili kararlar hukuk birliğine zarar verdiği gibi, emsal olarak kullanılan kararlar da yargılama sürelerinin uzamasına ve isabetsiz ilk derce mahkeme kararlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Netice olarak bir hafızadan yoksun, dağınık ve ilk derece mahkemelerinin zihniyeti ile yürütülen İstinaf Mahkemeleri yargı alanında bir çözüm mercii olmak yerine, yargılama sürecini uzatan, bu sürecin sonunda içtihat karmaşasına neden olan ve neticede de hukuk birliğine zarar veren bir hüviyete bürünmüştür.

Bölge Adliye Mahkemeleri hali hazırdaki yapıları gereği, süreçleri ağır işleyen, bu nedenle yargılama süresini uzatan ve bilhassa ceza yargılamasında etkisiz kararlar vererek etkisiz bir yargı yolu olmaya doğru gitmektedir. Ayrıca üretmiş olduğu çelişkili kararlarla (Örneğin; İstanbul BAM’ın farklı zamanlarda mahkemelerin görevleri ile ilgili vermiş olduğu kararlar) hukuk birliğine büyük bir darbe vurmaktadır. Bu nedenle ilgili mahkemelerin kurul halinde çalışmaları, heyetli mahkemelerin klasik hastalığı olan aynı heyetin hakimlerine tevzi edilerek iş yürütme usulünün terk edilmesi; en önemlisi ise hukuki hafıza olarak tetkik hakimliği gibi yan müesseselerin kurulup yargılama faaliyetini yürüten mahkemelere bir hafıza kazandırılması icap etmektedir. Bu hususların göz önünde bulundurularak mahkemeleri tekraren düzenlenmesi yerinde olacaktır.


Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza ve Hukuk Dairelerinde Açılan Dosya Sayılarının Görünümü (2016 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021


Bölge Adliye Mahkemeleri Savcı Başına Düşen Dosya Sayılarının Görünümü (2016 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021

Bölge Adliye Mahkemeleri Hakim Başına Düşen Dosya Sayılarının Görünümü (2016 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021

Bölge Adliye Mahkemeleri Savcı ve Hakim Başına Çıkan Dosyaların Gelen Dosyalara Oranı (%, 2016 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021