ANALİZ YAZILARI

Barolar

Elyesa Koytak

İstanbul Medeniyet Üniversitesi

Türkiye’de avukat sayısı hızla artmaktadır. 2013 yılında 81.554 olan avukat sayısı on sene geçmeden ikiye katlanmış ve 2021 sonu itibarıyla 160.651’e ulaşmıştır. Hukuk fakültelerinden yılda 17 bin civarında mezun verildiği (Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi, 2022) ve hukuk mezunlarının kahir ekseriyetle avukatlığa yöneldiği düşünüldüğünde, mesleğin işgücü anlamında büyüme trendinin bir süre daha devam edeceği söylenebilir.

Bu artışın bir nedeni avukatlığın dikey sosyal hareketlilik için verimli bir yol olduğu yönündeki yerleşik kanaattir. Gelirin yanı sıra statü elde etmek adına hukuk diploması ve hukukçu kimliği, üniversiteye erişimin geniş kitlelere çok geç açıldığı bir toplumsal yapıda halen daha farklılaştırıcı avantajlar sağlamaktadır. İkinci nedeni ise, hukuk diplomasıyla yapılabilecek işlerin büyük oranda belirlenmemiş olması ve dolayısıyla mezunların kitlesel halde avukatlığa yönelmek zorunda kalmasıdır.

Bu noktada avukatlığın nicel büyümesinin aslında ciddi bir demografik gençleşme ve kadınlaşma anlamına geldiğine dikkat etmek gerekir. Bugün takriben her iki avukattan biri en fazla 10 yıl kıdeme sahip olup 32-33 yaşının altındadır. Kadın avukat sayısı da son on yılda istikrarlı bir şekilde artmış ve %50’ye yaklaşmıştır. İki dinamiğin buluştuğu noktada, en fazla 10 yıl kıdemli kadın avukatlar bütün mesleğin %28,4’ünü, en fazla 5 yıl kıdemli kadın avukatlarsa %19,4’ünü oluşturmakta ve bu durum meslekte ilk defa yaşanmaktadır.

Bu bağlamda yeni kuşakların yetkinleşmesi meselesi hayati önem taşımaktadır. Fakültede alınan eğitimin mesleğin günlük pratiğinde karşılıksız çıktığı; ayrıca büro ve adliye stajının değersizleştirici olduğu yönünde deneyimler artmaktadır. Mezuniyet ve staj sürecinden sonra yeni bir avukatın nasıl bir büroda, hangi tür işlerde, hangi beceriler ekseninde çalışacağına dair bir çalışma bulunmamaktadır. Uzmanlaşmanın yasal-kurumsal çerçevesinin olmadığı bir meslek dünyasında rekabet artmakta; daha önemlisi hukuk bilgisi ve becerisinden kaynaklanmayan ilişki ve sermaye biçimlerinin etkisine açık hale gelmektedir.

Bu boşlukları dolduran güzergâh, büyük oranda sosyal sermaye yoluyla bir büroda bağlı çalışmak şeklinde gelişmektedir. Yeni kuşakların mesleki becerileri, çalıştıkları bürodaki iş bölümü, hiyerarşi ve iş akışına göre, zayıflaması ya da güçlenmesi yönlerinde çeşitlenmektedir, Bağımsız avukat olarak çalışmanın ekonomik ve sosyal şartları bugün bilhassa büyükşehirlerde zorlaşmakta, yeni kuşak avukatlar, büro kirasından bir dizi vergiye bağımsız çalışmayı zorlaştıran külfetlerle karşılaşmaktadır. Bunun yanı sıra, CMK ve adli yardım ödemelerinin yetersizliği ve geç yatırılması gibi durumlar söz konusudur. Bağlı çalışmanın mecburi hale geldiği ve daha önemlisi bağımsız çalışmaya geçişin uzadığı ve zorlaştığı, bu bağlamda yeni kuşak avukatların mesleki kimliği, becerileri ve yönelimlerinin de farklılaştığı görülmektedir.. Bu bağlamda, hem gelir hem özerklik bakımından meslek dünyasındaki eşitlizliğin derinleştiği söylenebilir.

Demografik büyümeyle birlikte bu sorunlar meslek içinde “sayının artmasıyla niteliğin azaldığı” yönündeki hızlı açıklama biçimini yaygınlaştırmaktadır. 2024 yılında ilk defa uygulanması beklenen Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın eleyici olup olmayacağı da merak konusudur. Ancak işgücü arzını ertelemeye yönelik bu tür filtrelerden ziyade önemli olan, hukuk hizmetlerine yönelik taleple ve talebin gerektirdiği becerileri geliştirme imkânlarıyla yeni kuşak avukatların nasıl buluşabileceğidir.

Avukatlık hizmetlerine gerçek ve tüzel kişilerin hangi oranlarda ve hangi biçimlerde ihtiyaç duyduğuna; avukatların yapabileceği işlerle nasıl buluşabileceklerine dair sektörel araştırmalara acil ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle bir araştırma ayrıca yeni kuşakların meslekte karşılaştıkları sorunların kaynağının, parçası oldukları demografik büyüme değil, mesleğin düzenlenmemiş boşlukları olduğunu açığa çıkarabilir.

Avukatlık stajını formaliteye dönüşmekten ve işverenin emek istismarına açık olmaktan kurtarmak gerekir. Staj, gerekirse süresinin uzatılarak mesleğe duyulan inancı güçlendirecek ve mesleki gelişimi gerçekten sağlayacak bir şekle kavuşturulmalıdır. Stajdan sonra, işveren avukatla bağlı çalışan avukat arasındaki istihdam ilişkisi etkili ve verimli bir şekilde düzenlenmeli ve denetlenmelidir. Ayrıca bağımsız avukat olarak çalışmak için gereken mesleki yetkinliklerin tespit edilmesi, nesnel bir şekilde belirlenmesi ve takip edilmesi gerekir. Böylece hem yeni mezun bir avukatın kendi bürosunu açtıktan sonra mesleki tatminsizlik yaşaması önlenebilir hem de sunduğu hizmetin niteliği ve değeri artabilir.

Avukatlık en temel vatandaşlık haklarından biri olan adalete erişimi mümkün kılması nedeniyle, bilgi temelli ve kamusal fayda amaçlı politikaların konusu olmalıdır. Meslek piyasasının adil ve hakkaniyetli bir çalışma rejimine kavuşması ihmal edildikçe, meslek içinde nicel ağırlığı giderek artan yeni kuşaklar nitel anlamda meslekle ilişkilerini aşındıracak ve zayıflatacak şartlara maruz kalacak görünmektedir. 



Avukat Sayısı (2013-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 




Erkek ve Kadın Avukat (%, 2013 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 




CMK Ödemeleri ve Türkiye'de Yıllık Enflasyon (TL, %, 2015-2021)

Kaynak: Türkiye Barolar Birliği, CMK Ödemeleri 2021  / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Tüketici Fiyatları, 2022




Adli Yardım Ödemeleri ve Türkiye'de Yıllık Enflasyon (TL, %, 2015-2021)

Kaynak: Türkiye Barolar Birliği, CMK Ödemeleri 2021  / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Tüketici Fiyatları, 2022