ANALİZ YAZILARI

Anayasa Mahkemesi

Abdulkadir Yıldız

Necmettin Erbakan Üniversitesi

İnsanın sahip olduğu en büyük erdem ve devletin devamlılık şartı olarak görülen adalet, modern demokrasilerde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve temel hakların/özgürlüklerin korunmasıyla gerçekleşir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin pratiğe aktarımı ve temel haklara yönelik koruma ise anayasa yargısı vasıtasıyladır. Anayasa Mahkemesi norm denetimi yoluyla kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin (ve TBMM iç tüzüğünün); bireysel başvuru yoluyla ise kamu gücü kaynaklı eylem, işlem (veya ihmallerin) Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektedir. Böylelikle temel hakların devlet organlarına (yasama-yürütme-yargı) karşı korunması anayasa yargısının temel işlevi olarak ortaya çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin bu işlevi, bireysel başvurunun kabul edilmeye başlandığı Eylül 2012’den itibaren daha belirgin şekilde ortaya çıkmıştır.

Yasama işlemlerinin yanında 2017 yılındaki anayasa değişikliği ile yürütmenin ilk elden düzenleyici işlemi olan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına dâhil olmuştur. Mahkeme’ye 2021 yılında 44 iptal davası ve 90 itiraz başvurusu yapılmıştır. Mahkeme ise yıl içinde 32 iptal davasını ve 74 itiraz başvurusunu sonuçlandırmıştır. İptal davalarından 18 tanesinde iptal, 14 tanesinde ise ret kararı; itiraz başvurularında ise 10 iptal, 49 ret ve 15 birleştirme kararı verilmiştir.

Hâlihazırda Anayasa Mahkemesi’nin iş yükünü en temelde bireysel başvurular oluşturmaktadır. 2021 yılında Anayasa Mahkemesi’ne 66.121 bireysel başvuru yapılmış, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla Mahkeme’nin önündeki derdest başvuru sayısı ise 58.730 olmuştur. Şüphesiz bu denli yoğun bir iş yükü, etkili bir hak arama yolu olan bireysel başvurunun başarılı şekilde devamlılığının önünde ciddi bir engel riski taşımaktadır.

Bu sebeple Mahkeme’nin bireysel başvurudan kaynaklı iş yükünü azaltıcı tedbirler alınmalıdır. Mahkeme kararlarının çok önemli bir kısmının kabul edilemezlik kararı olması da bahsedilen tedbirlerin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu yönde yapısal sorunların kaynağına inildiğinde ise iki temel sebep göze çarpmaktadır: Bunlar bireysel başvurunun mahiyetinin anlaşılamaması ve bireysel başvurunun objektif etkisinin ortaya çıkamamasıdır.

Bireysel başvurunun mahiyetinin anlaşılamamasından, bireysel başvuruda kanun yolunda ileri sürülmesi gereken konuların şikâyete konu olması kastedilmektedir. Hâlbuki bireysel başvuru ikincil bir yoldur. Anayasa Mahkemesi kanunilik değil, anayasallık denetimi yapmaktadır. Dolayısıyla bireysel başvuru, Anayasa’da (ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ortak alanında) korunan haklardan birinin ihlal edilmesiyle ilgili olarak yapılabilir.

Objektif etkinin ortaya çıkmamasından ise Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarının uygulayıcılar ve özellikle mahkemeler tarafından ihlale yol açan unsurlar dikkate alınarak işlem tesis edilmemesi ve kararların ihlale yol açmayacak şekilde güncellenmemesi anlaşılmalıdır/kastedilmektedir. Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığıyla da ilgili olan bu konu yasama, yürütme ve yargı organlarının başvurucunun mağduriyetini gidermesinin yanında yeni ihlallerin ortaya çıkmasını engelleyecek tedbirler alması gerektiğini ifade etmektedir.

Anayasa Mahkemesi 2021 yılında 45.321 bireysel başvuruyu sonuçlandırmıştır. Bunlardan 11.932’si esastan incelenmiş; 11.830’unda en az bir hakkın ihlal edildiği, 102’sinde ise herhangi bir hakkın ihlal edilmediği kararı verilmiştir. İhlal kararlarının yüzde 70 dolaylarındaki önemli bir kısmının adil yargılanma hakkıyla ilgili olduğu görülmektedir. Adil yargılanma hakkının ihlali ise çoğunlukla makul sürede yargılanma unsurunun ihlalinden kaynaklanmaktadır. Bireysel başvurunun etkisinin korunması için yukarıda işaret edilen yapısal düzenlemelerin makul sürede yargılanmaya ilişkin şikâyetleri de kapsayacak şekilde yapılması gerektiği bu suretle de açığa çıkmaktadır.

Anayasallık denetimi, anayasanın üstünlüğü ilkesinin pratiğe aktarımını sağlamaktadır. Sonuçta hukuk devleti ilkesi ve birey özgürlüklerinin korunması amacına ulaşılmaktadır. Anayasal denetimin bu yönde anlaşılması ve işletilmesi, mekanizmanın amacına ulaşmasını sağlayacak tedbirlerin alınması son derece önemlidir.


Anayasa Mahkemesi’ne Açılan İptal Davalarının Sayısı (2015-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021


Anayasa Mahkemesi'ne Açılan İtiraz Başvurularının Sayısı (2015-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021


Anayasa Mahkemesi'ne Yapılan Bireysel Başvuru Dosya  Sayısı (2015-2021) 

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021