ANALİZ YAZILARI

Aile Mahkemeleri

Esma Küçükbay

Avukat

Aile, toplumumuzda büyük bir öneme ve kutsallığa sahiptir. Bu ise onunla ilgili meydana gelen her türlü sorun ve ihtilafın diğer hukuk dallarından farklı bir biçimde ele alınması ve çözüme ulaştırılması gerekliliğini gündeme getirmektedir. Nitekim aile hukukunda öne çıkan ihtilafların temelini boşanma ve boşanmaya ilişkin nafaka, velayet, mal rejimi gibi davalar oluşturmaktadır.

Boşanma, aile hukuk içerisinde ortaya çıkan en büyük uyuşmazlıklardan birini oluşturmaktadır. Her ne kadar arabuluculuk uygulamasının aile hukukunun kimi meseleleri açısından uygulanması teklif edilse de boşanma kamu düzenini ilgilendiren bir mesele olduğundan yargılama süreci ile karar aşaması alternatif çözüm yollarının kullanılmasına engel teşkil etmektedir. Nitekim 2020 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre 2020 yılı aile mahkemesindeki 453.072 toplam dosya sayısı içinde 246.561 dosyayı boşanma davaları oluşturmaktadır. Bu sayısı ise söz konusu dosyaların yarısından fazlasına tekabül etmekte ve ihtilafların çok büyük bir kısmına denk gelmektedir.

Bununla birlikte açılan boşanma davalarından sonra bununla ilişkili dava türleri de mevcuttur. Bunlardan %45,5 oranla boşanmanın ekonomik bir yönü olan nafaka davaları boşanmayla ilişkili açılan dava türlerinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır. Bu denli büyük bir iş yükünün azaltılması amacıyla aile hukuku bakımından da bazı konularda alternatif çözüm yollarının gündeme gelmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Nitekim boşanmanın bir makam tarafından gerçekleştirilmesi hem oldukça hassas meselelerin gündeme gelmesi ve hak kayıplarının yaşanmaması hem de kamu düzeninin sağlanması açısından gerekli iken neredeyse dosyalar arasında yarısına tekabül eden ve ekonomik bir durum olan nafakanın öncelikle arabuluculukta görüşülmesi yargının yükünü azalmasına, barış ortamının sağlanmasına yardım edecektir.

Boşanma davalarıyla ilişkili dava türlerinden %37,7 oranı ile ikinci sırada olan dava ise velayet davalarıdır. Kişisel eşyanın iadesi, çocukla kişisel ilişki kurulması gibi davalar ise oldukça az yüzdelik dilimlerle bu büyük yekûnun çok küçük parçalarını oluşturmaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nun uygulamasına göre boşanma anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Anlaşmalı boşanma, TMK 166/3 hükmünde yer alan anlaşmalı boşanma şartlarının yerine getirilmesiyle birlikte eşlerin boşanma ile ilgili tüm hukuki sonuçlar üzerinde anlaşmaları sonucunda ortaya çıkan boşanma davasını ifade etmektedir. Çekişmeli boşanma ise tarafların boşanma ya da boşanmanın fer’ileri bakımından ihtilafa düşmeleri ve mahkemeye başvurdukları boşanma davalarıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan anlaşmalı boşanma dava dosya sayısı 120.012 ile çekişmeli boşanma dava dosya sayısı 121.294 ile neredeyse eşitlik gösterirken aynı sebeple açılan bu boşanma dava türlerinden anlaşmalı boşanma davanın kabulü 95.084 iken neredeyse yarı oranında çekişmeli boşanma davasında kabul edilen dosya sayısı 48.071’dir. Ayrıca toplam açılan boşanma davaları arasında %97,8 gibi büyük bir oranla evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılmaktadır.

Adalet Bakanlığı verilerine göre 2013 yılından 2020 yılına kadar küçük dalgalanmalarla birlikte açılan boşanma davalarının %66 ile %68 dolaylarında reddedildiği ve %20 dolaylarında ise kabul edildiği görülmektedir. Neredeyse 10 yıllık bir süre içerisinde dava kabul ve ret oranlarının sabit olması; tarafların aldıkları karardan bazı sebeplerle döndüklerini gösterebileceği gibi söz konusu ihtilafın çözüme ulaşmaksızın başka şekillerde sonuçlandığını da gösterebilir.

Boşanmanın sadece mahkemelerin gözetim ve denetiminde olması özellikle büyük şehirlerde mahkemelerin iş yükünün artmasına ve boşanma sürelerinin uzamasına, boşanmayla ilişkili diğer davaların çokluğuyla söz konusu ihtilafların çözüme ulaşmasının çok uzun zaman almasına veya taraflara yeteri kadar tatmin edici çözümler getirmeyen biçimlerde sonuçlanmasına sebep olmaktadır. Nitekim 2020 Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2013 yılında Aile Mahkemeleri dosya ortalama görülme süresi 150 gün iken 2020 yılında bu süre 222 güne çıkmıştır. Ayrıca ifade edilen bu süreler ortalama olduğundan tek bir celsede nihayete eren anlaşmalı boşanma davalarını da içine almakta ve 3 yılı aşkın süren çekişmeli boşanma davalarının ortalama süresini grafikler açısından etkilemektedir. Aynı şekilde nafaka ve velayet gibi davalar da bu sürelere emsal zaman dilimlerinde çözüme ulaşmaktadır.

Aile hukukuna yönelik ihtilafların ortadan kaldırılması için öncelikli olarak evlilikten önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çeşitli önlemler almaları ve tarafları evlilik konusunda bilinçlendirici çalışmalar yürütmesi gerekmektedir. Bununla birlikte evlilik birliği içinde ortaya çıkan ihtilafların çözümü noktasında şiddet hariç tutularak ve özellikle ekonomik konularla ilgili olmak üzere belirli meseleler bakımından zorunlu arabuluculuk sistemi aile danışmanı nezaretinde uygulanmalı ve taraflara bu bilinç kazandırılmalıdır.



Aile Mahkemeleri Dosya Sayısının Görünümü (2014 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 




Aile Mahkemelerinde Ortalama Görülme Süresi ve Çıkan Dosyaların Gelen Dosyalara Oranı (Gün, %, 2014-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 




Aile Mahkemelerinde Boşanma Davalarına Verilen Karar Oranları (%, 2014 – 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 




Aile Mahkemeleri Dava Türü Karar Oranları (%, 2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler