Mizaç Teorileri Yuvarlak Masa Dizisi Mehmet Zahid Tiryaki ile Devam Ediyor
İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında gerçekleştirilen “İslam Düşüncesinde Mizaç Teorileri” temalı yuvarlak masa toplantılarının altıncısı 6 Haziran 2015 tarihinde Mehmet Zahit Tiryaki’nin “Fahreddin er-Râzî’de Mizaç Düşüncesi” başlıklı sunumuyla İLKE’de gerçekleştirildi.
Tiryaki, mizaç tanımıyla giriş yaparak mizacın küçük parçalı unsurlarda mevcut olan zıt niteliklerin, niteliklerden daha fazla olanın diğerinin daha fazla olanıyla etkileşiminden meydana gelen bir şey olduğunu ifade etmiştir. Bu tanımın İbn Sînâ’ya ait olduğunu kitabında belirten Fahreddin er-Râzî ayrıca bu tanımda üç şüphenin ortaya çıktığı ifade etmiştir. Tiryaki, bunlardan birincisinin Râzî’nin etkileşimlerin suretlerde olduğunu kabul etmesinden kaynaklanan bir şüphe olduğunu; ikincisinin zıt denilen şeyde söylenenin Râzî’nin görüşüyle farklılık ifade ettiğini ve de mizacın farklı bir şey olabileceğini; üçüncüsünün ise mizacın bu tanımından yola çıkılacak olursa renk, koku, tat gibi başka arazların da mizaca dahil edilebileceğini ifade etmiştir. Tiryaki sözlerine şu şekilde devam etmiştir: “Fahreddin er-Râzî dört unsurun birbiriyle etkileşimi azlığı çokluğuyla ortaya çıkan bir mizaç tanımına sahiptir.Râzî bu unsurların terkibiyle meydana geldiğinde farklı mizaçların oluşabileceğini söylemiş ve mutedil mizacın varlığını kabul etmiştir."
Bunun ardından Tiryaki, mizacın kısımlarından bahsetmiştir. İlk olarak zıt niteliklerin miktarlarının eşit ve varlıkların birbirleriyle mütekavvim olması ve ikinci olarak da mizacın iki karşıt arasında mutlak bir vasat olmaması hatta iki taraftan birine daha meyilli olması kabulü arz ettiği üzerinde durmuştur. Bunun aynı zamanda mutedil olmayan mizaç türünü ifade ettiği dile getirilmiştir.
Mizacın itidal halinde olmaktan nasıl uzaklaştığı hususundaki görüşler dile getirilerek bu konuda Râzî’nin sekiz ana kısımdan oluşan bir itidallikten bahsettiği ifade edilmiştir. Tartışılan asıl hususun mizacın niteliklerin karışımı sırasında niteliklerin oranlarıyla alakalı bir değerlendirmenin söz konusu olduğu ifade edilmiştir. Tiryaki, İbn Sînâ’nın nitelikler dışında suretin de varlığıyla ancak mizacın açıklanabileceğini ifade ettiğini belirtmiştir.
Tiryaki, Râzî’nin cisimler arasında etkileşimin olması için temasın şart olup olmaması meselesinde akıl temele alınırsa, karşılaşma olmasa da etkileşimin varlığı mümkün olduğu için burada gözleme bakmak gerektiğini vurgulamıştır.
Mizacı, ahlâk tartışmalarına taşımanın veya ahlâk bakımından sonucunun nasıl olabileceği hususunda düşünceler dile getirilerek bunun mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. Burada mizaç tanımına bakılacak olursa oranların önemi olmaksızın zaten bir kimsenin ahlâkî niteliklerinin yerleştiği için mizacın ahlâkî sonuçlarını anlatmanın zorunluluğu ifade edilmiştir. Bu konuda unsurları değiştirilmiş bir mizaç olsa bile bu mizacın tamamen değiştiği anlamına gelmeyeceğinden dolayı yatkınlıkların değişmeyeceği ve ahlâkında bir farklılık ifade etmeyeceği vurgulanmıştır. Yine birincil mizaçların değişebileceği bunların da alışkanlıklar olduğu dile getirilmiştir. Mizacın yönelimlerinin iradenin etkisiyle değişebileceği meselesi ve nefs kavramı ile ilişkisi etrafında irade de burada tartışılmıştır.
Sonuç olarak mizacın ne olduğu konusunda çabuk karar verilemeyeceği, bu konuda alışkanlıkların değiştiği için mizaçta da bir değişikliğin meydana gelebileceğinin söz konusu olduğu dile getirilmiştir. Bu hususta insanın yapmam dediklerinin bile yaptığı varsayıldığında mizacın da aslında zorunlu bir durumunun olup olamayacağı meselesinin önemine de değinilerek toplantı sonlandırılmıştır.