Eşref Altaş, Fahreddîn er-Râzî’de Ahlâkî Önermelerin Kaynağı Konulu Sunumu'nu İLKE'de Gerçekleştirdi
İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında gerçekleştirilen “İslam Düşüncesinde Ahlâkî Önermelerin Kaynağı” temalı yuvarlak masa toplantılarının beşincisi 6 Haziran 2015 tarihinde Eşref Altaş’ın “Fahreddîn er-Râzî’de Ahlâkî Önermelerin Kaynağı” başlıklı sunumuyla İLKE’de gerçekleştirildi.
Altaş, sunumuna Râzî’nin Mutezile karşısında hüsun-kübuh meselesini, ahlâkın kaynağı hususunda Mutezile’ye karşı duruşu gibi konulara değineceğini ifade ederek sunumuna başlamıştır. Sunumunda bazı Mutezililerin eylemlerin kendisinden dolayı iyi ve güzel olduğu ve bu nedenle de akli olduğunu kabul ettiklerini ifade etmiştir. Bazılarına göre de fiile ilişen bir sebeple fiilin kötü ve iyi olabileceğini söylediklerini ifade ettikten sonra Altaş, sunumunda iki şeyden bahsedeceğini şu şekilde belirtmiştir: "Mutezilenin teorisine göre Allah’ı bilmek nimet verene şükretmek gibi fiiler bi-aynihi güzel fiiler (kendiliğinden olduğu için) zaruri ve bedihi olarak aklen bilinebilecek şeylerdir. İkincisi zarar veren bir doğru ya da yarar veren çirkini bilmek istidlal yoluyla olacaktır. Üçüncüsü de taabbüdi konularda şeriatin haber vermesiyle bilinecektir. Fakat nihayetinde bu da akla râci olmakla değerlendirilir."
Altaş, Mutezilenin anlayışına değindikten sonra Eşari’nin bir fiilin iyiliği ve kötülüğünün bizatihi kendisi itibariyle Allah tarafından belirlendiğini kabul ettiğini ifade etmiştir. Toplantıda Eş’arî kelamında ilk kırılmaların Cüveynî tarafından olduğu belirtilmiştir. Râzî’nin güzel ve çirkin konusunda üç tür sunumunun olduğundan bahsedilmiş ve şöyle denilmiştir: “Râzî’nin ilk dönemde Eş’arî gibi düşündüğünü sonra ikinci anlam eklediğini ve son dönemde de Mutezile’nin yönler teorisini kabul ettiği söylenmektedir. Fakat biz bu şekilde bir değişiklik olup olmadığından emin değiliz.” Bu hususta Râzî’nin metinleri incelenerek bu sunumların ayrıntıları tartışılmıştır. Râzî’nin metinlerinde “Güzel ve çirkin bazen eksiklik noksanlık sıfatları için kullanılır. Mesela ilim iyidir cehalet kötüdür” cümlesi çokça geçmektedir. Burada anlatılmak istenen, güzelle bir varlığın kemaline götüren sebeplerle varlığını engelleyen şeylerin yokluğunun ifade edilmesidir. Altaş, burada “Bir şey eğer insanı kemale götürüyorsa bu şey iyidir. Ya da cehalet kişinin kemalini engelleyen bir şeyse kötüdür” anlayışının varlığından bahsetmiştir. Bu anlayışın da “Varlık hayırdır, yokluk kötüdür” cümlesinden ortaya çıktığını ifade etmiştir. Râzî’de aklın tespit ettiği güzel ve çirkinin kullara nispetle muteber olduğu; Allah’a nispetle ise bunun batıl olduğu ifade edilmiştir.
Altaş, ahlâkî önermeler konusunda Râzî’nineserlerinde direktnet ifadelerin bulunmadığını dile getirmiştir. Râzî ahlâkın kaynağı doğrultusunda ahlâkî önermelerin değerlerle ilgili olduğundan ve insanın da bunları tecrübe ederek bir değere ulaştığı varsayılırsa bu süreçte mutlaka akla ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır. Altaş, buradan anlaşıldığı kadarıyla Râzî’nin bir nevi Mutezile’nin insanın ahlâkî ilkeleri bilebilmesinin zaruri olduğu görüşü doğrultusunda ilerlediğinin söylenebileceğini ifade etmiştir. Sunum, soru-cevap kısmıyla devam etmiştir.