COVID-19 SALGINI VE YÜZ YÜZE EĞİTİME GEÇİŞ
2021 yılının ilk ayları ve bahar eğitim-öğretim dönemi salgının gölgesinde devam ederken 2021 yılının ikinci yarısı salgın sonrası eğitime dönüşün tartışıldığı bir yıl oldu. Salgın sürecinde imkân eşitliğini sağlamak için yapılan çalışmalar, öğrenci ve öğretmenlerin psikolojik dayanıklılığını ve iyi oluşlarını desteklemeye yönelik çalışmalar, öğretmenlerin durumu, ders geçme ve ulusal sınavlar, aşılama süreci ve okulların yeniden yüz yüze eğitime açılması ile yaşanan gelişmeler 2021 yılının en çok konuşulan gündemleri oldu.
2021’de Salgında Eğitimin Serencamı ve Öğrenme Kayıplarını Telafi Çalışmaları
2021 yılı vaka sayılarının seyrine göre okulların yüz yüze mi yoksa uzaktan mı olacağı konusunda oldukça dalgalanmalı bir yıl oldu. Yılın ilk aylarında kapalı olan eğitim kurumlarının bir kısmı (çoğunlukla özel kurslar ve yaygın eğitim merkezleri) 5 Ocak 2021 itibariyle açılmaya başladı. 22 Ocak 2021 tarihinde 8 ve 12. sınıf öğrencileri ve mezunlar için isteğe bağlı açılan resmî okullardaki destekleme ve yetiştirme kurslarında, özel okullardaki takviye kurslarında ve 12. sınıflara yönelik özel öğretim kurslarında yüz yüze eğitime başlandığı duyuruldu. 12 Şubat tarihi itibariyle açılmaya başlayan eğitim kurumlarının ikinci d.nemin başlayacağı 15 Şubat gününden itibaren yeniden uzaktan eğitimle devam edeceği ve 1 Mart tarihinden itibaren de sınava hazırlanan 12. sınıflar için seyreltilmiş bir biçimde yüz yüze olarak başlayacağı bildirildi. Fakat bu karara rağmen 15 Şubat tarihinden itibaren köy okullarının tüm kademelerinde ve tüm bağımsız anaokullarında yüz yüze eğitime başlanmasına
karar verildi. Alınan bu kararlara rağmen 20 Şubat 2021’de 1 Mart tarihinden itibaren tüm meslekî ve teknik Anadolu liseleri, çok programlı Anadolu liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liseleri; derslerine ait uygulama kazanımlarının yüz yüze eğitimlerine tüm sınıf seviyelerinde başlanacağı duyuruldu. 1 Nisan 2021’de okulların durumunun kontrolünün artık şehir bazlı yapıldığı haberleri gelmeye başladı. Her şehirdeki vaka sayısının farklılık göstermesinden kaynaklı olarak ülke genelinde eğitimi etkilememek adına 7 Nisan tarihinde MEB, yüz yüze eğitimle ilgili kararları, İl Hıfzıssıhha Kurumları’na bıraktı. 14 Nisan tarihinde, 15 Nisan’dan itibaren okul öncesi, 8 ve 12. sınıflar haricinde uzaktan eğitime geçilmesine karar verildi. Bu kararın ardından 16 Nisan tarihinden itibaren 12. sınıflarla yüz yüze eğitime devam edilirken 9, 10 ve 11. sınıflarda tam zamanlı uzaktan eğitim geçildi. Tüm bu dalgalanmalı yarıyılın ardından 1 Haziran’da yüz yüze eğitime geçildiği açıklandı. Dönem sonu yüz yüze eğitimle tamamlandı.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yeni bir dönem başlamadan önce 28 Ağustos 2021
tarihinde, 2021-2022 eğitim öğretim döneminde yüz yüze eğitimin tam zamanlı ve tüm
kademelerde başlatılmasına ilişkin detayları paylaştı. Bu detayların ana hatları incelendiğinde “Okul öncesi ve 1. sınıf öğrencilerine uyum haftası düzenlenecek, öğretmenlere COVID-19 tedbirleri seminerleri verilecek ve tüm okulların COVID-19 durumu takip edilecektir.” kararları dikkat çekti. 9 Kasım tarihine gelindiğinde Millî Eğitim Bakanı, 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başladığını hatırlatarak o gün itibariyle COVID-19 nedeniyle eğitime ara veren hiçbir okulun olmadığını belirtti. 26 Ekim 2021 tarihine gelindiğinde salgın boyunca yaklaşık olarak 1,5 yıl uzaktan eğitime devam eden öğrencilerin öğrenme kayıplarını tespit etme amacıyla Türkiye genelinde 7, 8, 11 ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik ilk kez 4 Milyon 565 bin 916 öğrenciye kazanım değerlendirme uygulaması yapıldığı açıklandı.
Tablet Dağıtımı ve Teknolojiye
Erişim
COVID-19 süresince pek çok öğrenci, imkânı olmadığından uzaktan ve çevrim içi derslere girememiştir. İmkân eşitsizliğini azaltmak amacıyla MEB tarafından 2020’de başlatılan tablet dağıtımı kampanyası kapsamında 29 Ocak 2021’de 500 bin tablet öğrencilere ulaştırıldı. 2021 yılının ilk aylarında tablet kampanyasının kapsamı dizüstü bilgisayar ve internet paketleri ile genişletildi. 29 ildeki yatılı bölge ilköğretim okullarındaki öğrencilere ulaştırıldı.
Aşı Uygulamaları ve Süreç Yönetimi
24 Şubat tarihinde Mill. Eğitim Bakanı, öğretmenleri teşvik etmek amacıyla ilk aşısını
oldu. Daha sonra özel okullar da dahil olmak üzere 8 Nisan tarihinde 1 milyon 259 bin
öğretmenin ismi, Sağlık Bakanlığına bildirildi. Fakat yine de aradan 1,5 ay geçmesine
rağmen öğretmenlerin yüzde 10’u aşılandı. Bunun üzerine sendikalar, aşılama çalışmaları tamamlanana kadar uzaktan eğitimin devam etmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. 14 Nisan tarihine gelindiğinde Millî Eğitim Bakanı, aşılama çalışmalarına öğretmenler ve okul çalışanları dahil olmak üzere 425 bin 430 personelin dahil edildiğini duyurdu ve ilkokul öğretmenlerine de aşı yapılmaya başlandı. Öğretmenlere yönelik aşı uygulaması, nisan ayı itibariyle %10, haziran
ayı itibariyle %40, eylül ayı itibariyle %86’ya, kasım ayı itibariyle de %92’ye ulaştı. 2021-2022 eğitim-öğretim dönemi başında aşı olmayan öğretmenlerden ve diğer personelden haftada iki kez PCR testi isteneceği duyuruldu.
Destek Programları ve Uygulama Geliştirme Çalışmaları
COVID-19 döneminde eğitim imkânlarına ulaşmakta güçlük çeken çocuklar için MEB
birtakım uygulamalar geliştirdi. Bu uygulamalardan ilki 2021 yılının ilk aylarında Ulusal Destekleme Programı (UDEP) EBA Destek Merkezlerinin kurulması oldu. 18 Mart tarihinde sayıları 15 bine yaklaşan EBA Destek Noktalarına, UNICEF finansmanıyla 164 yeni merkez ve 6 mobil destek aracı eklendi. 23 Haziran tarihinde yine 16 ildeki 114 okulda EBA destek noktası kuruldu. Bu sayede toplamda 2 bin 59 bilgisayarla 15-20 öğrencilik merkezler kuruldu.
Salgın sebebiyle oluşan öğrenme kayıplarını telafi etmek amacıyla haziran ayında “Telafide Ben de Varım” isimli program başlatıldı. Program kapsamında salgın döneminde oluşan öğrenme kayıplarının telafisi amacıyla yaz ayları da dahil olmak üzere telafi eğitimlerinin yapılması hedeflendi.
Okulların yüz yüze açılmasından sonra MEB, salgının etkilerini azaltmak amacıyla eylül ayından itibaren öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik çeşitli psiko-sosyal çalışmalar başlattı. Bu çalışmalar aracılığıyla 796 bin öğretmene eğitim, 10 milyon öğrenciye ve 2 milyon veliye psiko-eğitim desteği verildiği belirtildi.
Ders Geçme ve Kademeler Arası
Geçiş Sınav Uygulamaları
2021’de yüz yüze ve uzaktan öğretim konusundaki kararlar gibi sınavlarla ilgili kararlar
da oldukça değişken olmak zorunda kaldı. Aynı zamanda öğrenme kayıplarını telafi
edebilmek amacıyla sınavlarda yapılan birkaç değişim söz konusu oldu. 14 Ocak
tarihinde açıklanan ve birinci dönemde yapılmış olan yüz yüze sınavların dönem sonu
puan değerlendirmesine dahil edilmemesi bu duruma bir örnektir. 26 Nisan tarihinde yayınlanan bir haberde okullarda yüz yüze yapılması planlanan sınavların ertelendiği duyuruldu. Fakat buna rağmen 29 Nisan tarihinde Liselere Giriş Sınavı’nın (LGS) ertelenmesi durumunun söz konusu olmadığı söylendi.
Salgın Sürecinde Öğretmenlerin
Durumu
Salgın sürecinde öğretmenlerin durumu ile ilgili kararlarda da değişiklikler oldu. 2 Şubat’ta yayınlanan bir habere göre öğretmenlerin, mesleki gelişim programlarına 8-12 Şubat’ta çevrim içi olarak katılacağı belirtildi. 26 Nisan’da yapılan bir açıklama sonrası yüz yüze ya da uzaktan eğitim fark etmeksizin öğrencilerin derse katılmaması durumunda öğretmenler ek ders ücretlerini alamadı. 30 Nisan’da açıklanan bir haberde ise alınan tedbirler kapsamında uzaktan çalışan okul yöneticilerinin evden çalışsa bile ek ders ücretlerini alacağı duyuruldu.
Yüz Yüze Eğitim Sonrası Alınan
Tedbirler
6 Eylül tarihinde okullarda yüz yüze eğitime başlandıktan sonra salgını okullarda kontrol altına alabilmek amacıyla birtakım çalışmalar yapıldı. İlk olarak 24 Ağustos’ta yayınlanan “Covid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken önlemler Rehberi” okul müdürlüklerine gönderildi. Bu rehbere göre öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan ve aşı olmamış öğretmen ve okul çalışanlarının haftada iki kez PCR testi yaptırması kuralı getirildi.
5 Eylül tarihinde MEB ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle “Okullarda Covid-19 Pozitif Vaka
çıkması Durumunda Yapılması Gereken Uygulamalar Rehberi” hazırlandı. Bu rehbere
göre herhangi bir sınıfta bir öğrencide COVID-19 testinin pozitif çıkması halinde
öğrenciler ve öğretmen izlemeye alınarak eğitime devam edeceklerdir. Aynı sınıfta 10
gün içerisinde ikinci kez pozitif vaka çıktığında sınıf öğrencilerinin tamamı, yakın temaslı olarak kabul edilecek ve bu öğrenciler eve gönderilerek 14 gün boyunca temaslı takibine alınacaktır.
5 Eylül’de COVID-19 ile ilgili alınan tedbirlerin takibi, olası vaka ve temas durumlarında izlenecek yol konusunda okullara destek olmak amacıyla MEBİM bünyesinde COVID-19 Salgın Yönetim Destek Merkezi oluşturulduğu açıklandı. öğretmen ve öğrenciler desteğe ihtiyaç duydukları anda bu numarayı arayarak destek talep edebildiler.
8 Eylül’de resmî ve özel tüm okul ve eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden
Sağlık Bakanlığı e-Nabız Sistemi’nde kronik hastalıklar listesinde yer alan hastalığa ait raporu olanlar ile COVID-19 hastası veya temaslısı olduğu için tedavi ya da karantina sürecinde olanlar, mazeretlerine ilişkin e-Nabız sisteminden alacakları belgeyi okul müdürlüklerine iletmeleri hâlinde mazeretli sayılacağına dair bir haber yayınlandı.
4 Ekim’de MEB ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle yapılmış olan “Okullarda COVID-19 Pozitif Vaka çıkması Durumunda Yapılması Gereken Uygulamalar Rehberi” güncelledi. Güncellenen rehbere göre yakın temaslı olarak kabul edilen öğrencilerde belirtiler takip edilecek, herhangi bir belirtisi bulunmayanlara beşinci günde yapılacak olan PCR testi de negatif çıkınca öğrencilerin karantinaları sonlandırılarak yüz yüze eğitime devam etmeleri sağlanacaktı.
Yükseköğretim ve COVID-19 Süreci
Küresel salgın ve yeniden normalleşme adımlarının atıldığı dönemde YÖK, 2020-
2021 eğitim öğretim yılının güz döneminde olduğu gibi bahar döneminde de uzaktan
eğitimin sürdürülmesi kararı aldı. Üniversitelerde yalnızca uygulamalı eğitimin, gruplar halinde ve yüz yüze verilmesi; teorik eğitimlerin ise asgari yeterliliklerinin dikkat alınması ve yapılan bu eğitimlerin çevrim içi olarak devam etmesi yönünde açıklama yapıldı. Süreç içerisinde K-12 düzeyindeki öğretmenlerin aşılanması çalışmaları nisan ayında başlamasına rağmen akademisyenlerin aşılama çalışmalarına dair alınan karar 9 Haziran tarihinde uygulamaya koyulabilmiştir. 2021 yılında gerçekleşen YKS’nin ardından COVID-19 salgın süreci nedeniyle öğrencilerin etkilenmesi ve çok sayıda öğrencinin baraj puanın altında kalması neden gösterilerek Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testinde (AYT) uygulanan baraj puanının düşürülmesine
ilişkin YÖK tarafından çalışmalar başlatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına
sunulan bu çalışmalar, 10 Ağustos tarihinde kabul edilerek kamuoyuna duyuruldu. Buna rağmen lisans ve ön lisans programlarında 300 bine yakın kontenjan boş kaldı.
2021-2022 eğitim-öğretim yılında, yükseköğretim kurumlarında örgün eğitim yüz yüze başladı ancak derslerin %40’ının uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği açıklandı.
Yeniden yüz yüze eğitim sürecine geçiş sürecinde YÖK, yükseköğretim kurumlarında salgın tedbirlerinin uygulanmasına y.nelik kılavuz hazırladı. Kılavuzlar bütün üniversitelere dağıtılarak “Küresel Salgında Eğitim ve öğretim Süreçlerine Yönelik Uygulamalar Rehberi’’ ile “Kampüs Ortamına Yönelik Uygulamalar Rehberi” olmak üzere iki ayrı rehber haline getirildi. Eğitim-öğretim süreci ve kampüslerde alınması gereken önlemlere ilişkin detaylı bilgilerin yer aldığı bu rehberlerde,
üniversitelerin eğitim süresinde ve kampüs içinde uyulması gereken tedbirlere detaylı bir şekilde yer verildi. YÖK tarafından yapılan açıklamaya göre kasım ayı itibariyle
COVID-19’a karşı aşılanma oranlarının yükseköğretim öğrencilerinde %79,21, akademik personel içerisinde %93,27, idari personel içerisinde ise %90,70’e ulaştığını açıkladı.